Avusturya Türkiyeli İşçi ve Gençlik Federasyonu`nun (ATIGF) bileşeni olduğu KOMintern`den 12 Saat çalışma yasasıyla ilgili açıklama;
12 Saat günlük çalışma yasasına karşı!
Direniş & Sınıf Mücadelesi
>> 1885 yılında günlük 12 Saat çalışma yasası Kayser Franz Joseph tarafından çeşitli sağlık sorunlarına yol açtığından kaynaklı olarak fabrikalarda o zamanki dönemdeki şekliyle kaldırılmıştı.
>> 2014 yılında ise SPÖ tarafından yönetilen hükümet 12 Saat çalışma yasasını „saldırganlık sandığından“ çıkararak “Plan A” programının bir parçası olarak gündeme oturttu.
>> 2018 yılında ise ÖVP-FPÖ iktidarı 12 saat günlük çalışma, 60 saat haftalık çalışma yasasını yürürlüğe sokarak tam gaz bir şekilde 19.yüzyıla geri dönmeyi hedefliyor.
Sanayiciler birliği, ekonomi odaları (Sermaye odası) ve finansal gücü etkin olan tekel çevreleri siyah – mavi icracı hükümetlerinden 12 Saat – günlük çalışma yasasıyla ağır bir esneklik ve çalışma saati uygulamasını adeta sipariş ettirmişlerdir. İş saati esnekliği yasa paketini yürürlüğe sokarak talepleri hükümet tarafından esasta gerçekleşmiş oldu.
* 12 Saat uygulaması ve haftalık 60 saat çalışma uygulaması artık olağan bir durum haline gelecektir.
* İşçi temsilciliklerinin ve Sendikaların kararlara ilişkin yetki hakları ise devre dışı bırakılarak engellenmiştir.
* Sendikaların son yıllarda ciddi ödünler verdiği olağan iş saati dışına çıkan uygulamalardaki hakların ise tamamen üzeri çizilmiştir.
* Bugünden yarına 12 saat çalışma uygulaması patronlar tarafından daha fazla kar marjını hedefiyle tek taraflı olarak işçiye emir vaki olarak verilebilir duruma gelecektir.
* İddia edilen “gönüllülük ilkesinin“ aksine günlük çalışma koşullarının baskısı altında işçiler boyun eğmeye zorlanmakta ve fazla mesai red edebilmek için elle tutulur gerekçeler ise dahi işverenin takdirine bırakılmış olacaktır.
* “Kişinin kendisinin karar verme hakkı“ yeni iş yasası paketiyle tamamen istisnai bir durum haline gelecektir.
*Yeni yasal düzenleme ile iş yeri sözleşmelerinin veya da bireysel iş sözleşmeleri eğer İşçi temsilciliğinin (Betriebsrat) olmaması durumunda devre dışı kalacaktır. 13 işçiyi aşan iş yerlerinde yeni iş saati yasası 365 gün boyunca sürekli uygulanabilir olacaktır.
*Fazla mesainin zaman kontosuna eklenmesi ve fazla mesainin ödenmesi durumu ise gittikçe herhangi bir gerekçe ifade edilmeden ortadan kaldırılacak şekilde ilerleyecektir.
* Esnek çalışma (Gleitzeit) uygulaması içerisinde çalışan yaklaşık 1 milyon kişi bu durumla birlikte 11. ve 12.saat için olan mesai haklarını ve diğer haklarını ÖVP-FPÖ`nün esnek çalışma saldırısının bir sonucu olarak kaybedecektir.
* İstirahat (Ruhezeiten) zamanlarının kısaltılması ise özellikle part time çalışanlar (Teilzeitbeschäftigte) için ciddi olumsuz ve ağır sonuçlara yol açacaktır.
İş hakkına ve onun güvenlik alanlarına dönük cepheden gerçekleşen bu ağır saldırıyla patronlar, büyük şirketler ve onların siyasal alandaki temsilcileri emeğin kendisini bir kez daha en yüksek şekilde esnekleştirmeyi ve sermaye ise fazla mesai ödemelerinden kurtulmayı hedeflemektedir.
Bunun sonuçları ise var olan işçi ücretlerinden daha fazla çalarak sermayenin kar düzeyinin artışı, var olan iş saatlerinden daha fazla sömürü zemini yaratmak ve çalışanların sağlıklarının çalınmasıyla birlikte aynı zamanda iş alanlarının da yıkılması anlamına gelmektedir.
Kadınlar ve çocuk bakımlarını tek başına üstlenenlerin ise zorunlu şekilde yaptıkları part time çalışma (Zwangs-Teilzeit) koşullarının dışına itecek olan bir gelişme ile karşı karşıya kalacağız. İhtiyaç durumunda iş verenin 12 Saat çalışma koşulu öne sürmesi durumuyla tek başına bakım üstelenenler (Alleinerziehende) yol süresiyle birlikte 13 – 14 saat iş içerisinde olmalarından kaynaklı olarak çocuk bakımını üstlenme koşullarının neredeyse imkansız hale gelmesi sebebiyle olağan iş koşullarının da dişina itilmiş olacaklardır.
Günlük yaşamda bu durum şu anlama gelmektedir; ciddi bir ücret hakkı gaspı ve günlük yaşamın planlanamaması hali. Sabah çok erken kalkmak ve işe gitmek, çok geç saatlerde eve geri gelmek; gittikçe iş ve onun dışındaki yaşamın uyuşmazlığını birlikte getirecektir. Aile, dost ve arkadaşlıklarla ilişkilere minimal bir zaman diliminin yanı sıra kişisel ilgi ve yaşama ise çok daha az bir zaman dilimi kalmış olacaktır. Yine iş kazaları ihtimalinin çok daha fazla yükselmesi ciddi sağlık sorunlarının artması anlamına gelecektir.
Ancak bu eksende unutmayalım ki; Geçmiş SPO-ÖVP hükümet anlaşması 2014 yılında „12-saat günlük çalışmaya geri dönüş“ uygulamasını yasal olarak gündemleştirmişti. Ancak etkili protestolar ve toplumsal gündemin etkili kullanılabilinmiş olmasından kaynaklı olarak geçici olarak dönemin hükümeti bundan vaz geçmek durumunda kalmıştı. Ancak bu proje SPÖ`nun patronu ve eski başbakan Kern tarafından „Plan A“ programı olarak yeniden iktidar programı ve gündemi haline getirilmişti. Ve bu sendikalar tarafından onaylanmadığı takdirde, sendikalara tehditler savrularak, yasal olarak gerçekleştirileceği noktasında açık söylemler kullanılmıştı.
Sağcı ve saldırganlıkta sınır tanımayan bu hükümet ile birlikte sermaye ve onun siyasal temsilcileri, sanayiciler birliğinin açık hükümeti olarak daha da çekilmez iş koşulları uygulamakta, ücret ve ekonomik haklarımızı gasp ederek, hırsızlık yapmaktadır. Yeni yasa paketinin temmuz ayının başında parlamento da hızlıca ve baskıcı bir şekilde yasa olarak geçirilmeye çalışılacağı noktasında kesin gelişmeler ise mevcut.
-> Yukarıdan sürdürülen sınıf mücadelesine karşı sıkılı yumruklarımızla karşı koyalım! Milyonerlerin saldırılarına karşı milyonların direnişini örgütleyelim!
-> Aktiv direnişi ve mücadele imkanlarını gündemleştirelim! Bu saldırıyı geri püskürtelim!
-> İş saatlerinin kısaltılması ve gelir dağılımının tersten uygulanması için körelmiş ve çürümüş uzlaşmalara karşı kararlı bir mücadele!
-> İşçiler olarak gücümüzün farkına varalım, sınıf mücadelesinde kararlı olan güçlerin Sendika, İşçi Odaları ve iş yerlerinde güçlenmesini sağlayalım!
KOMintern – Merkez Bürosu: Bennoplatz 6/01, 1080 Wien *info@komintern.at