11 Aralık günü öğlen saatlerinde Atina’da Yunan Polisi, Partizan faaliyetçilerinin çalıştığı bir işletmeye baskın düzenledi. Herhangi bir resmi karar, gerekçe veya savcı gözetimi olmaksızın gerçekleşen bu baskın ile polis mekan içinde izinsiz arama gerçekleştirdi. Bu sırada işletme çalışanı ve aynı zamanda Partizan faaliyetçisine sözlü ve fiziksel saldırıda bulundu. Aynı zamanda çevrede bulunan diğer işletmelere de giderek, “anti-terör” birimi olduklarını belirten polis, bu arama ve baskınlarına herhangi bir gerekçe belirtmedi. Arama sırasında mekanda müşteri olarak bulunan biri Yunan ve biri Türkiyeli olan iki kişiyi, baskını görerek işletme önüne gelen bir başka Türkiyeli göçmeni ve Partizan faaliyetçisini gözaltına aldı. Herhangi bir biçimde telefon görüşmesine veya avukat ile iletişime geçilmesine dahi izin verilmedi. İşletmede yapılan aramada mekana ait 2 adet kameraya kırılarak el konulurken, işletmede yasaları ihlal ederek arama gerçekleştirildi.
Gözaltı süreci boyunca avukatlar tarafından gerçekleştirilen bilgi alma taleplerine polis tarafından cevap verilmedi. Öyle ki, defalarca arama gerçekleştirilmesine rağmen polis, böyle bir gözaltı ve baskın gerçekleştirdiğini dahi reddetti. Bu süreç boyunca gözaltına alınanların nereye götürüldüklerine dair bir bilgi edinilemezken, karakolda da hukuksuz saldırılar devam etti. Gözaltına alınan Partizan faaliyetçisine yönelik insanlık onuruna aykırı arama dayatıldı, kabul etmemesi üzerine ters kelepçe yapılarak işkence gerçekleştirildi. Ayrıca gözaltına alınanların tümünden yine herhangi bir yasal gerekçeye dayanmadan zorla DNA örneği ve parmak izi alındı. Saatler süren gözaltının ardından, polis tarafından yine baskına hiçbir gerekçe gösterilmeden ve avukatlara bilgi verilmeden gözaltına alınanlar resmi bir soruşturma süreci başlatılmadan serbest bırakıldı.
Yunan Polisi tarafından bu baskının yapıldığı saatlerde, medyada “Türk mafyasına yönelik Atina ve Selanik’te büyük bir operasyon” gerçekleştirildiğine dair haberler servis edildi. Görünmektedir ki Yunan polisi, bu operasyon ile eşzamanlı olarak Türkiyeli devrimcileri de hedefe koyarak keyfi bir saldırıyla provakasyon yaratmaya çalışıyor. Kamuoyuna geniş biçimde yansıyan, Türkiyeli çeteler tarafından gerçekleştirilen faaliyetleri fırsat bilen Yunan Polisi bu fırsatı devrimci komünistlere saldırarak kullanmaktadır. Ancak tüm saldırılara rağmen, Yunan ve Türk gerici egemen sınıflarına karşı, halkların ortak mücadelesini büyütme görevimizden vazgeçmeyeceğiz. Yunan devletinin baskı ve saldırılarına karşı, Yunan halkının kurtuluş mücadelesi ile dayanışma içinde olmaya ve desteklemeye devam edeceğiz. Bu baskı ve saldırıların, devrimci ve komünistlere yönelik gerici sistemin sınıfsal düşmanlığından beslendiğini çok iyi biliyoruz, gerici sınıfların korkularını büyütmeye devam edeceğiz.
Yaşasın Proletarya Enternasyonalizmi!
Yaşasın Türkiye ve Yunanistan Halklarının Ortak Mücadelesi!
Baskılar Bizi Yıldıramaz!
ΚΚΕ(μ-λ)-PARTİZAN