Amed’de incelemelerde bulunan DİSK, KESK, TMMOB, TTB, İHD, ÇHD heyeti, Kürt halkının haklı mücadelesinin yanında olduklarını ve bu soykırıma izin vermeyeceklerini vurguladı.
KÜRT HALKININ YANINDAYIZ
“Ölüme karşı yaşamı savunuyoruz” şiarıyla 15 gündür Amed Büyükşehir Belediyesi önünde barış nöbeti tutan sağlık emekçileri ziyaret eden heyette ilk sözü İHD Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan aldı. “Bu ülkenin bir yerine ateş düştü” diyerek sözlerine başlayan Türkdoğan, “Bu ülkede ateş yanıyor ve bu ateşte insanlar, çocuklar, yaşlılar infaz ediliyor, katlediliyor” dedi. Halkların kendi geleceğini belirleme hakkı olduğunu hatırlatan Türkdoğan, Kürt halkının statü talebinin en doğal hakkı olduğunu vurguladı. Türkdoğan, “Bu ülkede kimse temel hak ve özgürlüklerden bir haber yaşadığını ifade etmesin. Siyasi iktidar Kürt sorununun demokratik çözümünden daha fazla kaçmasın. Biz bu savaş sahnelerini, bu katliamları çok yaşadık ve bir daha yaşamak istemiyoruz. Savaşın bile bir hukuku, bir kuralı vardır. Ama şu anda bunu göremiyoruz” diye konuştu. Halkın sağlığa erişim hakkını sağlanması için Büyükşehir belediyesi önünde 15 gündür nöbet tutan sağlık emekçilerine teşekkür eden Türkdoğan, sağlık emekçilerini hedef gösteren iktidar yanlısı medyayı kınadı. Sağlığa erişimin herkesin hakkı olduğunu altını çizen Türkdoğan, havuz medyasına, siyasi kurumları, sağlıkçıları hedef gösterme tutumundan vazgeçme çağrısında bulundu.
“Gün gelecek onlar da yaptıklarından utanacaklar ve pişman olacaklar” diyen Türkdoğan, emek, barış ve demokrasi mücadelesi veren kurumlar olarak her zaman olduğu gibi bugünde Kürt halkının, ezilenlerin ve hak mücadelesi verenlerin yanında olduklarını ve olmaya devam edeceklerini vurguladı.
‘BİR HALKI İNKAR EDEREK, KATLEDEREK SONUÇ ALAMAYACAKSINIZ’
KESK Genel Başkanı Lami Özgen, belli bir süredir değişik bahanelerle bu ülkede başlatılan savaşın aslında bir halkın topyekün inkar ve imhasına yönelik klasik geleneğinin devamı olduğunu belirti. Buradan devlet yetkililerine seslenen Özgen: “Daha dün, Ocak 2013’de bu sorunun klasik yöntemlerle çözülemeyeceğini söyleyen sizdiniz. Ancak kendi iktidarınız için, kendi çocuklarınızın geleceği için, bu ülkede ve Ortadoğu’da işlediğiniz suçların üzerini kapatmak için tekrar eski yönteme döndünüz. Topyekün bir coğrafyayı, bir halkı inkar ederek, katlederek bir sonuç alamayacağınızı tekrar buradan ifade ediyoruz” diye konuştu.
Sağlıkçılarını bilerek hedef gözeterek katledilmesini kınayan Özgen, bu ülkenin bütün ezilenlerinin, bütün muhaliflerinin eşit ve özgür bir biçimde bir arada yaşaması için dün olduğu gibi bugün de mücadele edeceklerini söyledi. Özgen, “Savaşla, katliamla, baskıyla, gözaltı ve tutuklamalar nasıl ki hiçbir kesimi engelleyemediniz bugün de engellemeyeceksiniz” dedi.
GERİYE DÖNÜLMEZ BİR YOLDAYIZ
Kürt halkının dünden bugüne çok acılar geçtiğini, çok baskılar gördüğünü, katliamlar gördüğünü hatırlatan DİSK adına söz alan Genel-İş Başkanı Remzi Çalışkan, “Bugün Sur, Silopi, Şırnak, Cizre’de, Nusaybin’de katliamlar var. Halkların kardeşliğine, barışa kurşun sıkılıyor” dedi. 7 Haziran seçimlerinden sonra süre gelen devlet katliamlarının durmasını isteyen Çalışkan, “Bu savaş konsepti ve Kürt halkına yönelik inkar ve imha politikaları son bulsun. Geriye dönülmez bir yoldayız bu politikalar son bulsun ve bir an önce çatışmasızlık ortamına geri dönülsün” dedi.
‘İNADINA YAŞASIN HALKLARIN KARDEŞLİĞİ’
TMMOB Genel Başkanı Mehmet Soğancı, “Yaşasın hakların kardeşliği” sözüne inanmış bir örgüt olarak yıllardır bu ülkenin temel sorunun Kürt sorunu olduğunu ifade ettiklerini belirterek, Kürt sorunun çözümün ancak demokratik yollarla çözülebileceğini hatırlattı. 7 Haziran seçimlerinden sonra Kürdistan’ın her noktasında katliamlar yaşandığını, gençlerin, kadınların, çocukların, yaşlıların öldürüldüğüne işaret eden Soğancı, “Bu ülkede sıkıyönetim yasakları var, sokaklarda cenazelerimiz, canlarımız duruyor, onları gömemiyoruz. Böylesi bir ülkede inadına yaşasın halkların kardeşliği demek lazım. İnadına kardeşçe bir arada yaşayacağız demek lazım. Bu abluka mutlaka bir gün sona erecek ve bizler Türkler ve Kürtler el ele, omuz omuza, gönül, gönülle ve yürek yüreğe yaşayacağımızın inanıyoruz” diye konuştu.
‘BU EV, BU KAVGA, BU DAVA BİZİM’
“Amed bizim evimiz ve bizim evimiz yanıyor” diyerek sözlerine başlayan ÇHD Genel Başkanı Selçuk Kozağaçlı, “Burada bizim çocuklarımızı katlediyorlar. Eğer yaşasaydı dün Berkin 17 yaşında olacaktı. Nasıl ki onun katillerinin yakasından ellimizi hiç çekmedik, burada katledilen Kürt çocuklarının, abluka altında alınmış Kürt gençlerimizin de katillerinin yakasını bırakmayacağız. Evleri basıp Günay’ı, Dilek’i katledenler, Silopi’de üç kadını katledenlerdir. Bu çocuklar ve kadınlar aynı ailenin fertleridir. Hepsi yoksul, hepsi halk. Kürt halkına bu düşmanlığı yapan bizi de düşman bellesin. Çocuklarımızı, kadınlarımızı, yaşlılarımızı katledeceklerine bize dönsünler. Biz buradayız. Bu ev bu kavga, bu dava bizim” dedi.
‘BİZİ KATLETMEDEN EVLERİMİZE, KENTLERİMİZE, MAHALLELERİMİZE EL KOYAMAZSINIZ’
Hükümete, “5 bin yıldır insanlarımızın yaşadığı Sur içini kentsel dönüşüm yapın, alışveriş merkezi yapın diye size bırakacağımızı mı zannediyorsunuz? Binlerce yıldır insanların yaşadığı, peygamberlerin gelip geçtiği Cizre’nin içini boşaltmanıza, insanları tehcir edin diye size bırakacağımızı mı sanıyorsunuz? ” diye soran Kozağaçlı, “İnsanları katlederek, yerlerinden ederek bir soykırım yapabileceğinizi mi sanıyorsunuz? Yapamayacaksınız biz buradayız her birimizi katletmeden evlerimize, ketlerimize, mahallelerimize el koyamazsınız” diye konuştu.