İSVEÇ |16-01-2016| İsveç’te yayın yapan Proletarya (Proletären) gazetesinden August Eliasson’a, ATİK’e ve devrimcilere yönelik yapılan saldırı üzerine yapılan söyleşiyi haber değeri taşıdığı için aktarıyoruz.
“YOLDAŞLARIMIZI SERBEST BIRAKIN”
Türkiyeli ATİK Avrupa’da tutuklu aktivistler için kampanyada
2015’in bahar aylarında Türkiyeli-Avrupalı sendikal konfederasyon ATİK’ten bazı Avrupa ülkelerinin eşzamanlı ortak operasyonuyla 15 kişi tutuklandı. ATİK üyesi Deniz Topçuğlu’nun ifadesiyle, tutuklamalar solcu aktivistlere yönelik Türkiye ile AB arasında gerçekleştirilen ortak bir saldırıdır.
Her şey geçen bahar 15-16 Nisan tarihlerinde Almanya, Avusturya, Fransa, İsviçre ve Yünanistan’da 15 yoldaşımızın ve türkiyeli devrimcilerin tutuklanmasıyla başladı. Onlar hala tutuklu olup mahkemeyi beklemekteler, diye anlatıyor, Türkiyeli işçilerin Avrupa’daki bir konfederasyonu olan ATİK’in İsveç’teki üyelerinden Deniz Topçuoğlu.
TKP/ML örgütüne üye olmakla, Rojava’daki direnişe destek vermekle ve ATİK çalışmalarına katılmış olmakla yargılanıyorlar. Suçlamalardan hiçbiri Almanya ile ilgili değil, Türkiye ile ilgili, diyerek devam ediyor ve TKP/ML’nin Türkiye dışında yasal bir örgütlenme olduğunu, ATİK’in Türkiye ve Avrupa’da açık çalışma yürüttüğünü de vurguluyor.
Siyament ile birlikte; Tutuklanan ATİK-üyelerinin serbest bırakılması için yürütülen kampanyayla birlikte Türkiye- ve Kürdistan’daki durum hakkında Proletarya‘ya konuşmaya geldiler. Türkiye’nin saldırıları yoğun, bu yüzden Türkiye’nin Kürt bölgelerinden gelen bir Kürt olan Siyament soyadıyla katılmak istemiyor.
İsveç halkına sormak istiyoruz, masumları katleden ve kültürleri yok eden Türkiye ile ortak mı hareket edelim? İsveç, İslam Devleti’ne destek veren Suudi Arabistan ve Katar gibi ülkelerle birlikte mi çalışsın?, diye retorik bir soru soruyor.
Bir tutuklunun Almanya’ya sevkedilmesi beklendiği için henüz mahkeme başlayamadı. Oysa Türkiye’deki saldırılardan dolayı birçoğunun Almanya’daki politik ilticaları onaylanmıştı.
Buna rağmen Almanya onları Türkiye’de yasak olan bir örgütle ilişkilerini idda edderek yargılamak istiyor. Neden? Deniz Topçuoğlu’na göre bu bir taraftan Türkiye diğer tarafında Almanya ve AB’nin bulunduğu anlaşmaların bir parçası. Aynı zamanda Avrupa’da daha sert uygulanan ve iyi niyetli görünen sözümona antiterör yasalarının sonucu diye ekliyor.
Tutuklanmalardan hemen önce Angela Merkel Türkiye’deydi. Belkide bir konuda Merkel Erdoğan’la bir anlaşmaya varmıştır? Mesela yoldaşlarımızın Erdoğan için tutuklanmasına karşılık Türkiye’nin mültecilere karşı adım atması ve onları Türkiye’de tutması gibi.
Deniz Topçuoğlu ve Siyament AB’nin, Almanya’nın ve Türkiye’nin bölge üzerine hesaplaşmalardaki etkilerinden sözediyorlar. Yalnızca Türkiye veya Kürdistan’ı değil, Suriye’yi de ilgilendiren bir hesaplaşma.
Türkiye’yi ekonomik ve maddi olarak destekleme kararı aldılar elbette. Rus uçağının Türkiye tarafından düşürülmesinden sonra AB Türkiye’ye güçlü destek verdi, diyerek gerekçelendiriyor, Deniz Topçuoğlu.
Siyament Türkiye ile NATO ve AB arasındaki birliği anlatmakla devam ediyor. Adana’da NATO’nun çok önemli bir uçak üssü bulunuyor. NATO’nun silah sevkiyatı bu üs üzerinden gerçekleştiriliyor, aynı zamanda bölgedeki saldırılar da. Aynı zamanda NATO tarafından Türk devletine radar görüntüleriyle istihbarat bilgileri aktarılıyor, diyor Siyament.
ATİK üyelerinin ve devrimcilerin tutuklanmasının arkasında yatan büyük bir oyunun parçası. Türkiye birçok tele aynı anda vuruyor. Ülke Amerika ve NATO’nun emperyalist ittifakının bir parçası ama kendi ulusal çıkarları da var. Tutuklu yoldaşlarımız her zaman sosyalizm için politik mücadelede ön saflarda bulunmuşlar, Türkiye ile NATO arasındaki işbirliğe ve örneğin Kürtlere yönelen saldırılara karşı çıkmışlardır, diyor Deniz Topçuoğlu. Siyament de İsveç’in hiçbir şekilde suçsuz olmadığını vurguluyor.
İsveç silah üretiyor ve pratikte zaten NATO’nun bir üyesidir. Ortadoğu’da İsveç silahları kullanılıyor. İslam Devleti’nin gizli silah depolarından “Made in Sweden” yazılı silahlara ulaşıyoruz! Her ikisi de NATO’nun dolaylı ya da dolaysız yollardan İD’e destek verdiğini, bunu da Türkiye üzerinden ucuz petrol alarak yaptığını vurguluyor. Deniz Topçuoğlu emperyalizmin bölgedeki çıkarları üzerinde duruyor.
Emperyalistler belkide bölgede büyük-Türkiye’yi kurmak istiyor? Belkide emperyalizme tamamen bağımlı yeni bölgeler kurmak istiyorlar. Ayrıca kendilerine bağlı bir Kürdistan kurmak isteyebileceklerini, belirtiyor ve bu nedenle birçok Kürt oluşumlarının bulundukları ülkelerde özerklik için mücadele verdiğini aktarıyor.
ATİK üyelerinin tutuklanması üzerinden neredeyse 8 ay geçti. Birçoğu hala tecritte tutuluyor, aileleriyle görüştürülmüyor ve kitap dahi okuyamıyorlardı. Deniz Topçuoğlu onların serbest bırakılması için tüm Avrupa’da çalışmalar yürütüldüğünü anlatıyor.
Birçok ülkede kurumlar oluşturuldu, seminerler verildi. Aralarında futbolcu Roberto Carlos’un da bulunduğu birçok ünlü ismin kendilerine destek verdiğini aktararak sözüne devam ediyor:
Bu baskıların bizimle sınırlı kalmayacağını vurgulamak istiyoruz, herkese yapılabilir.
August Eliasson