Demirtaş, TİHV Genel Merkezi’ni ziyaret etti. Demirtaş, AKP/Saray’a karşı dayanışmayı büyütme çağrısında bulundu.
‘TÜRKİYE’NİN ÇIKIŞA İHTİYACI VAR BU YAKLAŞIYOR…’
Demirtaş, burada gazetecilere yaptığı açıklamada, “Evrensel standartlara aykırı bütün bu uygulamalar öyle gösteriyor ki Türkiye, AKP ve Saray sahsında dibe vurmak üzere. Bunu bir umutsuzluk, karamsarlık olarak ifade etmiyorum. Samimiyetle söylüyorum ki Türkiye’nin yeni bir çıkışa ihtiyacı var o çıkış artık yaklaşıyor. Tünelin ucunda ışığı görmeye başlayalım” dedi.
‘ELLERİNDE İNFAZ VE TUTUKLANACAKLAR LİSTESİ VAR’
Tutuklama kararını verenlerin siyasetçiler ve başta Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan olduğunu vurgulayan Demirtaş, “AKP’nin çekirdek takımı elindeki bir infaz listesi ile tutuklanması gereken belediye başkanları, milletvekilleri, gazeteciler, akademisyenleri tek tek tespit ediyorlar. Sosyal medya hesaplarına kadar, lise öğrencilerine kadar bir korku panik haliyle herkesi bu karar listeye almak istiyorlar. Şebnem Korur Fincancı, Ahmet Nesin ve Erol Önderoğlu’nun saygın tanınmış pratikleriyle yaşamlarıyla kendi demokratik duruşunu ispatlamış kişilere kadar bu tutuklamaların varması artık Türkiye’nin bir çıkış noktasına geldiğini gösteriyor” diye konuştu.
Demirtaş, “Adalet diye bir duygunun bu ülkede kalmadığını net bir şekilde ortaya çıkaran ispatlayan bir facia yaşandı. Hiçbir hukuk insanı hakim, savcı böylesi bir dosyada böylesi şahıslara asla tutuklama vermez, veremez. O işlemin adı hukuki bir işlem olamaz” diye belirtti.
‘KORKMANIN ZAMANI DEĞİL; DAYANIŞALIM’
Barışa inanarak dayanışmanın büyütülmesi çağrısı yapan Demirtaş, şöyle devam etti: “HDP olarak Türkiye toplumundan şöyle bir istediğimiz olabilir; bunlar sizleri korkutmak, yıldırmak için yapılıyor olabilir, bunlara vereceğiniz en güçlü cevap dayanışma olmalıdır. Biz korkarsak çocuklarımız korku dolu yarınlara uyanacaktır. Korkmanın zamanı değil. Saray’daki zat artık vicdanını, siyasi etiği, adalet duygusunu yitirmiş elinde kibrit ülkenin her tarafına benzin dökmüş hepimizi tehdit ediyor olabilir fakat birbirimizi sevmek ve barışa inanarak dayanışma göstermek zorundayız.”
Fincancı’nın cezaevinde bile görevini yapmaya devam ettiğini söyleyen Demirtaş, “Şebnem hoca halen cezaevinde bir günlük gözlemini rapor haline getirip dışarıya gönderiyor. Halen görevini yapmaya çalışan bir aktivist var. Dolayısıyla ne Şebnem hoca, şahsında onun insan hakları mücadelesini durdurabilirler ne de onun itibarını sarsabilirler. Onun gibi insanlar için bu gibi haksız hukuksuz suçlamalar ancak şeref madalyası olabilir. Bir kez daha AKP’nin bu haksız uygulamaları ile madalya sahibi oldu. Ya herkesi tutuklayacaklar ya da siyasi infazlarla ülkeyi kan gölüne çevirmeyi göze alacaklar” ifadelerini kullandı.
‘ADALET OLMAYABİLİR AMA VİCDANLI BİR TOPLUM VAR’
Demirtaş, şunları da dile getirdi: “Biz el ele verdikçe bu karanlığı yene bileceğimiz inanıyoruz. Bunu yürekten bir dayanışma duygusuyla ifade ediyoruz. Bizler TİHV gönüllü çalışanları olarak görüyoruz kendimizi. Aynı zamanda bizim genel başkanımız tutuklu. Umut ediyoruz ki Şebnem Hoca şahsında tüm haksız, hukuksuz yere tutuklananlar serbest kalır. Adaletten değil ama toplumdan umudumuzu kesmeyelim. Ortada adalet olmayabilir ama vicdanlı bir toplum var. Toplum son derece hararetli bir şeklide bütün olup bitenleri izliyor. Halk tüm bu gidişatı değiştirecektir ve biz de halkımızla birlikte bu mücadelenin öncüsü olmaya devam edeceğiz.”
Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Demirtaş, Lübnan basınında çıkan “AKP-PKK anlaştı” şeklindeki iddiaların hatırlatılması üzerine, “Tamamen spekülasyon. Bu tür görüşmeler olursa merkezi Türkiye’dir. Olması da gerekir. Diyalog ve müzakere olması gerekiyor. Fakat AKP ve Saray zihniyetinin şu anda savaş dışında bir çözüm seçeneğine hazır olmadığını görüyoruz. Bu haberler de hiçbir şekilde gerçekliği yansıtmıyor” dedi.
‘DİKTA REJİMİNİN YEREL UYGULAMASI’
Demirtaş, Başbakan Binali Yıldırım’ın HDP’li belediyeleri hedef alan konuşmalarına ilişkin ise şu değerlendirmeyi yaptı: “Yalan söylüyorlar. Bir başbakan bir cumhurbaşkanı bütün toplumun gözünün içine baka baka yalan konuşuyor. Belediyelerimizle ilgili tümüyle bir iftira kampanyası yürütüyorlar ve öncülüğünü kendileri yapıyorlar. Kendilerine teklifim şu; gerçekten halkın belediyelerimizden şikayetçi olduklarına inançlarımız tamsa buyursunlar yerel seçimleri Türkiye’nin her yerinde yenileme kararı alalım. Fakat kendileri belediyeleri orada kazanmayacaklarına o kadar eminkiler ancak bu tür yasal düzenlemelerle, kayyum atayarak belediyeleri ele geçirmeye çalışıyorlar. Bu dikta rejiminin yerel uygulamasıdır.”
‘SARAY’A KAYYUM ATANMALI!’
Demirtaş, sözlerini şöyle tamamladı: “Evet, teröre yardım etmek, para göndermek ağır bir suçtur. TIR’larla Nusra’ya, IŞİD’e silah gönderdiler. Bunu ortaya çıkaran hakim, savcı tutukludur. Eğer gerçekten teröristlere yardım gönderme, kayyum atama vesilesiyse Saray’a kayyum atanmalıdır. Ama kendi suçlarını örtmenin bir yolunu buldular. Başkasına ‘terörist, teröre yardım yapıyorlar’ deyip, kendi suçlarını kapatıyorlar. Kendi belediyelerindeki pisliğe bir baksınlar. Yolsuzluğa, hırsızlığa, ranta, rüşvete baksınlar. HDP’li belediyelerde halka hizmetten başka bir şey yoktur. Bize dönük iddialar ne kadar siyasiyse aynı şekilde belediyelere dönük iddialar da siyasidir.”