‘Pençe Operasyonu’nu değerlendiren Faik Bulut: 200 yıldır başarılı olamayan politika şimdi hiç olmaz
Türkiye’nin Federe Kürdistan Bölgesine yönelik başlattığı “Pençe Operasyonu”nu değerlendiren yazar Faik Bulut, Türkiye’nin “Kürt anasını görmesin” diye her şeyi yaptığını belirterek, “Ama bu işin sonu yok. 150-200 sene sürmüş bir politika şu ana kadar başarılı olamamışsa şimdi hiç olmaz” dedi.
Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) Irak Federe Kürdistan Bölgesi’nin Bradost alanına yönelik 27 Mayıs’ta başlattığı “Pençe Operasyonu”, ikinci ayını geride bırakıyor. Türkiye’nin Irak Federe Kürdistan Bölgesi’nde yürüttüğü operasyonu, oradaki köyleri boşaltma girişimleri yine Bölgesel Yönetimin operasyona verdiği desteği Ortadoğu Uzmanı Yazar Faik Bulut değerlendirdi.
Türkiye’nin Irak Federe Kürdistan Bölgesi’nde yürüttüğü operasyonları genel bir amaç için düzenlediğini belirten Bulut, bu amacın da Şengal’den başlayıp Halep, Kerkük, Musul bölgesi dahil Güney Kürdistan’ı kapsayan bir nüfuz alanı oluşturmak olduğuna dikkat çekti. Türkiye’nin buraları bir manda yönetimi gibi kendi denetimi altında almayı düşündüğünü ifade eden Bulut, “Ama o coğrafyada Türkiye’yle uyumlu olmayan bazı durumlar var. Mesela İdlib’te Türkiye’nin desteklediği Milli Suriye Ordusu denilen ve bunun yanında El Kaide gibi örgütlerden oluşan 15, 16 çete örgüt var. Yine orada İran, Suriye, QSD var. Şengal bölgesinde de Şengal birlikleri denilen birlikler var. Türkiye’de buradaki direnç noktalarını sindirmek, hizaya getirmek için böyle bir yola başvuruyor” diye belirtti.
‘AJANLAŞTIRMAYA ÇALIŞIYOR’
Türkiye’nin “Pençe Harekatı” ile yeni bir konsept geliştirdiğini vurgulayan Bulut, “Türkiye baktı ki oralara girip çıkmayla bu iş olmuyor, yine havadan bombalamayla bir sonuç elde edilmiyor bu sefer ikisini birleştirdi. Yani oralarda hava ve karadan operasyonlar düzenleyip oralarda kalıcı üs bölgeleri, karakollar yapmaya çalışıyor. Bunu yaparken de oralarda kalan köylüler PKK ile en ufak bir ilişki içine girmesin diye de ajanlaştırmaya çalışıyor. Eğer halk bunu kabul etmiyorsa o köylüleri o bölgeden uzaklaştırma, temizleme operasyonları yapıyor. Bunu yapmasının nedeni de Türkiye ‘eğer onlar benimle işbirliği yapmıyorsa demek ki benim varlığımdan hoşnutsuz. Eğer benim varlığımdan hoşnutsuzsa bu sefer benimle ilgili bilgileri başkasına aktarabilir. Günün birinde canına tak der beni protesto edebilir’ diye düşünüyor. Haklılardır demiyorum ama askeri mantık gereği bunu yapıyorlar” diye konuştu.
KÜRDİSTAN YÖNETİMİ OPERASYONDAN HOŞNUT
O bölgede bulunan 680’e yakın köyün Kandil’e sempati duyduğunu dile getiren Bulut, bu durumdan Irak Federe Kürdistan yönetiminin de rahatsız olduğunu belirtti. Kürdistan yönetiminin Türkiye’yle işbirliği yaparak buralarda iktidarını sağlamlaştırmaya çalıştığını anımsatan Bulut, “Kürdistan yönetimi hala iktidarını her yerde kurmuş değil. Oradaki yönetim ‘Elden çıkmış bir bölge var. Benim kontrolümden çıktığına göre onu kontrol altına almalıyım. Bunu tek başıma alamayacağıma göre bu sefer filanca kişi vursa ne güzel olur’ der. Türkiye’de belki de bir anlamda Kürdistan yönetimi adına bu işlevi görüyor. Birlik olmayan Kürtler ya rekabet içerisinde birbirlerini mahvetmeye çalışmışlardır ya da bunun gibi husumetlerle bu işi yapıyorlar” dedi.
‘PRAGMATİST OLARAK HAREKET EDİYORLAR’
Molla Mustafa Barzani’nin Türkiye’yle mümkün olduğunca iş birliği yapma stratejisi içinde olduğuna dikkat çeken Bulut, Mustafa Barzani’nin bu düşüncesinin çocuklarına da geçtiğini kaydetti. Buna ilişkin Türkiye ile Mustafa Barzani’nin arasında bir antlaşmanın da yapıldığını sözlerine ekleyen Bulut, şöyle devam etti: “Barzani, Türkiye’ye ‘biz size dokunmayacağız. Oradaki Kürtlere de dokunmayacağız. Buna karşılık siz de bizi idare edin, bize operasyon yapmayın’ diyor. Tabii bu antlaşmaya Türkiye uymamış ama bölge yönetimi uymuş. O günden beri bu çizgi devam ediyor. Mesut Barzani Türkiye’ye geldiğinde Diyarbakır’da bir basın toplantısında ‘Türkiye’nin dostluğu bizim için stratejiktir, yaşamsaldır. Bu benim babamın vasiyetidir’ demişti zaten. Bunu yapmalarının nedeni pragmatist olmalarındandır. Mesut Barzani, Türkiye’yle ilişkilerini geliştirmek için her şeyi yaptı. Neçirvan Barzani babasının politikasına şöyle bir ek yapmıştır. Neçirvan, Peşmerge değil teknokrattır ve Amerika’da büyümüştür. Dolayısıyla tam bir Amerikan pragmatistini benimsemiştir. Amerikan pragmatizmi içerisinde de zaten Türkiye’yle iş tutma var.”
‘SÖZ KONUSU KÜRT OLUNCA BİRLEŞİYORLAR’
Operasyonlara Irak hükümetinin ses çıkarmamasını da değerlendiren Bulut, şunları dile getirdi: “Coğrafyası içerisinde Kürt ve Kürdistan olan her devlet son tahlilde yarın öbür gün bağımsız olabilecek. Yarın öbür gün özek bir yönetim kurabilecek her Kürt benim potansiyel stratejik bir düşmanımdır diye düşünür.” Bundan kaynaklı Türkiye, Irak, İran ve Suriye’nin Kürt meselesinde her zaman bir iş birliği içerisine girdiğini ifade eden Bulut, şunları söyledi: “Bu devletler ‘ben Kürtlerin yolunu ne kadar engellersem, ne kadar kapatırsam o kadar iyi’ diye hareket ediyor. Geçmiş dönemde Erdoğan, Irak başbakanına ‘sen benim dengim değilsin’ diyerek neredeyse gidip Bağdat’ı alacaktı. Ama buna rağmen söz konusu Kürt olunca birleşiyorlar.”
‘BU İŞİN SONU YOK’
Birinci “Pençe Harekatı” başarılı olmadığı için Türkiye’nin ikincisine ihtiyaç duyduğunu belirten Bulut, değerlendirmelerini şöyle tamamladı: “Türkiye ‘Kürt anasını görmesin’ diye her şeyi yapıyor. Ama bu işin sonu yok. 10 sene de 20 sene de böyle yapsa bu işin sonu yok. 150-200 sene sürmüş bir politika şu ana kadar başarılı olamamışsa şimdi hiç başarılı olmaz. Bu uzadıkça her iki tarafa da zarar veriyor ve her iki tarafa da hem can hem de mal kaybına uğratıyor. Fakat bunlarda bir gün anlayacak. Recep Tayyip Erdoğan çözüm süreci denilen süreçten önce genelkurmay başkanlarını toplayıp ‘sonuçtan memnun musunuz?’ diye soruyor. ‘Hayır’ cevabını alıyor. ‘O zaman başka yöntem deneyeceğiz’ diyor. Muhtemelen günün birinde bu sözü hatırlayacaktır. Bu sözü Erdoğan ya da onun yerine geçen kimse bunu anlayacaktır.”
Röportaj: Gazete Sokak