HALK İSYANLARI MEŞRUDUR, İSYANI DESTEKLEYELİM SAHİPLENELİM!
Dünyanın dört bir yanında artan, yoğunlaşan bir devlet şiddeti söz konusu. Gerici sistemler, baskıcı yasalar çıkarmak için, ırkçılığı körüklemek için, halka yönelik baskı ve şiddeti arttırmak için adeta bir yarış halindedir. Dünyanın her yanında daha fazla gericileşme, ekonomik ve siyasi krizi yönetmenin ancak bu yolla olacağına dair eğilim vardır. Sözde özgürlükler ülkesi, gerçekte Emperyalist baskı ve tiranlığın ana merkezi ABD’de devletin ırkçı
saldırılarından biri daha yaşandı. Irkçılığın en saf ve keskin hali bir polisin George Floyd’u acımasızca katletmesi ile ortaya çıktı. Bunun üzerinde ABD’de onlarca şehirde yığınlar sokaklara taştı, günlere yayılan bir öfke ve tepkiyle isyana durdu. Gerici ABD Başkanı Trump tepkisini ortaya koyan halk kitlelerini tehdit edip adeta polis katliamını normalleştirdi, AntiFa’yı kriminalize etmek ve terör listesine almak istedi. Uzun zaman sonra ilk defa bir ABD
başkanı koruma amaçlı sığınağa götürüldü. Yağmalama eleştirisinden sonra Tamika Malloy Minneapolisde bir konuşmasında şunları söyledi: ‚Yağma hakkında bizimle konuşmayın. Hepiniz yağmacısınız. Amerika Siyahları yağmaladı. Amerika buraya geldiklerinde Yerli Amerikalıları yağmaladı. Yağma sizin işinizdir!’ Egemenlerin korkusunu büyüten bu isyan tıpkı polisin ırkçı saldırısı gibi tesadüf değildir. Devlet şiddeti ve saldırganlığı Latin Amerika’dan Kuzey Amerika’ya, Avrupa’dan Balkanlara, Türkiye’den Kuzey Afrika’ya, Japonya, Hindistan ve Çin’e kadar uzanan bir olgudur. Sıradan sebeplerle polis kitlelere saldırmakta döve döve katletmekte, işkencelerden geçirmektedir. En demokratik hak talepleri ise salgın gerekçesiyle baskılanmakta, polis şiddeti devreye girmektedir. Bu saldırılarda en önemli motivasyon ise sınıfsal, ulusal, ırksal, inançsal ve cinsiyet ayrımcılığıdır. Siyahi olmak, Kürtçe şarkı söylemek, Göçmen olmak, hakkını aramak, polisin haksızlığına karşı durmak, kendi inancını savunmak gibi gerekçeler işkence ve katletme gerekçesi olmaktadır. Konu özgülünde Polis şiddeti, katletme ve öldürme bireysel bir ırkçılık motifi ya da yasadığımız sistemde, sistemin kurumu olan Polis teşkilatının “güvenlik düzeni” oluşturma cabası olmadığı acıktır. “Devlet, sınıf karşıtlıklarını frenleme gereksiniminden doğduğuna, ama aynı zamanda, bu sınıfların çatışması ortasında doğduğuna göre, kural olarak en güçlü sınıfın, ekonomik bakımdan egemen olan ve bunun sayesinde siyasal bakımdan da egemen sınıf durumuna gelen ve böylece ezilen sınıfı boyunduruk altında tutmak ve sömürmek için yeni araçlar kazanan sınıfın devletidir…“ – W.İ.Lenin
W.I.Lenin`in büyük yapıtı Devlet ve Devrim`deki bu ibarelerin Dünya’nın dört bir yanında emperyalist – kapitalist sistem devletlerinin Polis, Ordu ve Paramiliter yapılar aracılıyla uygulamalarına rastlamaktayız. Polis şiddeti ve infazlarının amacı ve hedefi ezilen sınıfın boyunduruk altında tutulması ve sömürülmesinin devam sağlanabilmesi, sınıf mücadelesini bastırmak ve abluka altına alınmasıdır. Bu acıdan çözüm uzlaşmaz bir çelişki olarak bu devletlerin yıkılması ve yeni bir Dünya’nin yaratılmasıyla mümkündür. Irkçılık, faşizm ve tüm gerici sistem saldırıları sistem içinde dizginlenip, ortadan kaldırılamaz, bunun için var olan sınıf karşıtlıklarını ortadan kaldıracak bir anti emperyalist, anti-kapitalist mücadele zorunlu haldedir. Polis kurumunun veya da başka sistem teşkilatlarının reforme edilebileceğini savunmak bu anlamıyla ham hayaldir. Bu gerçeği, sivil toplumcu, uzlaşmacı reform kurumlarına oranla isçi sınıfı ve ezilen halk kitleleri kendi pratiklerinde bugün açısından çok daha çarpıcı olarak görmektedirler. Emperyalist kapitalist sistemin ekonomik-siyasi krizinin derinleştiği her dönemde bu saldırıların dozu artmaktadır. Baskı politikaları ve yasaları yeniden düzenlenmekte, kolluk baskısı artmaktadır. İçinden geçtiğimiz dönemde bu saldırılar artarak devam edecektir. Devlet baskısına, sömürüye, zulme, şovenizme, ırkçılığa ve her türlü yasaklara karşı Halkın İsyan etmesi meşrudur ve haktır. ABD halkının isyanı tüm dünya halklarına ilham olmaktadır. Gerici sistemlere ise korku salmaktadır. Ezilen halk yığınları geleceğini kazanmak için ses çıkarmalı, yaşamın çekilmez hale gelmesine karşı durmalıdır. Dünyanın neresinde ezilenlere yönelik baskı, zulüm varsa ona karşı durmalı, ezilenlerin dayanışmasını büyütmelidir. ABD halkının anti- faşist, ırkçılık karşıtı isyan ve hareketini ATİGF olarak destekliyoruz. Bütün alanlarda ve bulunduğumuz her yerde faaliyetçilerimizi ve bileşenlerimizi bu kalkışma ile dayanışma içinde olmaya ve ezilenlerin öfkesini desteklemeye çağırıyoruz.
Siyah hayat önemlidir!
Yaşasın Halkların Mücadelesi ve Dayanışması!
Yaşasın Proletarya Enternasyonalizmi!
Kahrolsun Emperyalizm, Faşizm, Şovenizm, Irkçılık ve Her Türden Gericilik!
ATİGF (Avusturya Türkiyeli İşci ve Gençlik Federasyonu)
atigfyk@gmail.com – Facebook:@ATIGF2020
ATİGF BİLDİRİ BLM TR son- 1 ATİGF BİLDİRİ BLM DE son