İnnsbruck- 21 Aralık günü ATiGF`e bağlı İnnsbruck Demokratik Göçmenler Derneğinde AGEB ve ADHK tarafından ortak düzenlenen bir Panel gerçekleştirildi.
“Emperyalist savaş kıskacında Ortadoğu ve Türk Devletinin çıkmazı” olarak sunulan Panel yaklaşık üç buçuk saat sürdü.
Panel devrim, sosyalizm ve komünizm mücadelesinde ölümsüzleşenler anısına yapılan saygı duruşuyla başlatıldı.
İlk sözü ADHK temsilcisi aldı, dünyadaki siyasal gelişmelerin bir özetini yaptı. Emperyalistler arası pazarların yeniden paylaşılmasının bölgesel ve kıtasal çatışmalara ve savaşlara dönüştüğünü belirtti. Günümüzde Dünyanın bir üçüncü emperyalist paylaşım savaşına doğru sürüklendiğini ve hangi Emperyalist kampın diğerine üstünlük sağlayacağını kestirmek zor vurgusunu yaptı.
Orta doğuda emperyalist sömürü -işgal politkaların devam ettiğini, Tunusta başlayan halk ayaklanmasından sonra bütün Kuzey Afrikayı etkisi altına alması Emperyalistlerin iştahını kabartı. Halk ayaklanmalarını Örgütsüz ve direkt Halkın kendisi içi Demokrasi ve Özgürlükler talebinden çok, kendiliğinden gelişen ve Emperyalistlerin denetimin den devam eden bir tarzda vuku buldu dedi.
Özelikle Sol-Sosyalist- Komünist güçlerin örgütsüz ve zayıf olmalarndan kaynaklı, Halk ayaklanmaları gerici güçlerin ve Aşiretlerin etkisi altına girdi. Emperyalistler ise bu durumu kendi lehlerine gerici güçler üzerinde sağladığını belirti.
Suriye`de Esad rejiminin 10 günde düşmesinin bir anlaşmaya dayalı olduğunu belirti. ABD, İngiltere ve Rusya`nın anlaşması sonucu Esad rejiminin son bulduğunu ama yerine daha da gerici,faşist, Cihadist bir kliğin gelmesi Suriyede suların durulmayacağı anlamına geliyor denildi. Suriye`deki sürecin nereye evrilebileceğine yönelik şimdilik kesin belirlemeler yapılamayacağını ancak Rojava`da Kürt ülüşünün mücadele ile yarattığı kazanımların korunması için destek vermek gerektiğini söyledi. Diğer taraftan Suriyede ki Kürt ulusal hareketinin taktiksel politikalarla ABD emperyalizmine çok güvenmemesi ve iş birliğine yönelik tavrının doğru olmadığını belirtti. Emperyalistlerin Kürt kazanımlarını koruma yerine kendi çıkarları için satacaklarına vurgu yaptı.
İkinci sözü alan AGEB temsilcisi konuşmasında, Kapitalizmin, emperyalizm aşamasına evrilmesine, 1.ve 2. Emperyalist paylaşım savaşlarına ve savaşlarda ortaya çıkan Ekim devrimi ve Çin devrimine dikkat çekerek Lenin`in 1916`da yazdığı Emperyalizm tahlili ve savaşlara karşı, devrimci iç Savaş önermesinin altını çizerek, bugünde devrimci ve komünist güçlerin kendi ülkelerinde kendi egemenlerine ve devletlerine karşı mücadeleyi büyütmesi gerektiğine vurgu yaptı. Anti Emperyalist olmayan hiç bir ulusal hareket mücadeleyi Halklara mal edemeyecek ve kazanımlarını koruyamayacaktır dedi.
Ortadoğu da yüz yıldan fazladır yıldır süren ve çözülmeyen Filistin ve Kürt sorununa da değinerek mücadelenin dahada yükseltilmesi ve Emperyalizme darbe vurması gerektiğini belirti. Çözüm ve olası risklere değinerek ezilen mazlum ulus ve halkların mücadelesine destek vermenin ve anti emperyalist mücadeleyi büyütmenin zorunluluğuna vurgular yaptı. Türk devletinin Rojava`ya yönelik saldırganlığının Kürt ulusal kazanımlarını ya denetim altına almak yada sınırlamaya dönük olarak sahada rol aldığını vede Türkiye `de Öcalan ve DEM Parti üzerinden yapılan çağrı ve politikaların Kürt hareketini bölme ve tasfiye amaçlı olduğu belirtildi. Türk Devletinin Kürt Ülusal hareketine yönelik bir çoketme ve tasfiye etme planını devreye soktuğunu belirti.
Panelistlerin sunumların dan sonra katılımcı kitleye söz hakları verildi. Söz hakları alanların özelikle Kürt ulusal hareketinin izleyeceği politik tutum ve Emperyalistlerle olan ilişkilerine değinildi. Mücadelenin nasıl örüleceği ve mücadelenin çıkmazlarının nasıl giderileceği konusunda değiniler yapıldı. Kaypakkayacıların birliği meselesine ve komünistlerin İdolojik sorunlarının neler olduğuna dair sorular soruldu.
Gelen soru ve önerilere dönük AGEB temsilcisi, Birlikte mücadele meselesinin çok önemli ve hayatı olduğunu belirti. Bu süreçte ideolojik farklılıkların dahada belirgin olduğunu bu farklılıkların mücadele içinde azaltılacağına işaret etti. Kaypakkaya`nın görüşleri üzerinden mümkün olabileceğine dikkat çekti. Bunun da bugünkü süreçte sokakta, eylemlerde, anti emperyalist mücadeleyi büyütme de ortaklaşmak ve birlikte çalışmak gerektiğine işaret etti.
ADHK temsilcisi de, Birlik meselesinde koşul koymanın doğru olmadığını belirterek, Birlik meselesinde yaklaşımlarını özetledi. Gelen soru ve önerilere cevaplar vererek Panel sonlandırıldı.
Dinleyici kitlenin ilgiyle dinlediği Panel, başarılı ve öğretici bir şekilde geçti ve dinleyici kitle tarafından olumlu bulundu.
AHM Tirol