18 MART DÜNYA POLİTİK TUTSAKLAR GÜNÜ, ZİNDANLARI DİRENİŞLERİ İLE KIZILLAŞTIRANLARIN GÜNÜDÜR!
Sınıfsız, sömürüsüz bir gelecek için savaşanların tüm dünyada olduğu gibi Avrupa’da da yolları egemenlerin zindanlarından geçmiştir, geçmektedir ve bu sömürücü sistem yıkılıncaya kadar da geçecektir.
Ülkelerinde demokrasinin, hayatın her alanında, hakim olduğuna halkları inandırmaya çalışan burjuvalar, bırakalım direk kendilerine karşı mücadele edenleri, onların uşakları olan yarı sömürgelerine karşı savaşanları, Münih’te TKP/ML’ye yönelik devam eden davada olduğu gibi, “terörist” olarak ilan ederek, bulunduğumuz topraklarda da hapse atmaktan geri durmamaktadırlar.
Dünya, biz yenisini yaratana kadar ezen ve ezilenler olarak iki kutuptan oluşacaktır. Burjuva egemenlerin burjuva demokrasisi mi, açık veya kapalı diktatörlük maskesi mi taktığı öz anlamında önemsizdir. Bize düşen dünya halklarını uyandırmak ve hak alma mücadelesinde ezilenlerden yana saf tutmalarını sağlamaktır. Elma şekerine bulaştırılmış burjuva demokrasisi zehrini ısırmamaları yönünde onları uyarmaktır. Tabii bunun çeşitli bedelleri var. Bunlardan biri de esir düşmektir. Ama burada esas olan esir düşmek değil, düşmana teslim olmamaktır. Bu anlamda da devrimcilerin zindanlardaki tarihleri aynı zamanda büyük direnişler ve kazanımların tarihidir de.
Halen dünyanın dört bir köşesinde devrimciler, Komünistler ve özgürlük idealleri için ön binlerce insan emperyalist-kapitalist haydutların ve faşist-gerici rejimlerin zindanlarında mücadeleye ve direnişe devam ediyor. Baskı ve işkence, idamlar, tecrit ve sindirme politikaları politik tutsakların direnişlerine, ideallerine, özgürlük, devrim ve adil bir dünya tutkularına engel olamıyor. Tutsak düşen devrimci- komünistler için, mekan farkı sınıf mücadelesinin yalnızca biçiminde değişiklikler olarak değerlendirilmelidir. Öz olarak ise; düşünsel, ideolojik ve kültürel olarak ilkeli, militan bir sınıf duruşu ve baş eğmeyen devrimciliktir egemen sınıflara korku, ezilen halklara onur ve güven veren..
Bugün içerisinden geçtiğimiz tarihi dönemeçte, dünyanın her tarafında politik tutsak sayısı her geçen gün artmaktadır. Zulme, baskıya ve sömürüye karşı, İnsanlığın dinmeyen özgürlük tutkusu ağır bedeller ödenerek gelişmiştir. İşçi ve emekçilere, politik örgüt ve kurumlara, insan hakları savunucularına dizginsiz bir saldırı politikası yürüten gerici, faşist, burjuva devletler demokratik hak özgürlükleri birer birer gasp ederek, Irkçı gerici yasalarla, güçlendirdikleri militarizmle, “anti-terör” yasalarıyla, demokratik hak ve özgürlükleri ortadan kaldırmanın, biçim ve yöntemlerini devreye koymaktadırlar.
1922 yılında Paris Komününe atfen Komintern tarafından Politik Tutsaklarla Uluslararası Dayanışma Günü ilan edilen her 18 Mart`da; uluslararası planda kapitalizme, emperyalizme, faşizme ve her türden gericiliğe karşı ulusal veya sınıfsal kavgalarda tutsak düşenlerle dayanışma amaçlı olarak dünya çapında tutsaklarla dayanışmayı yükseltmek, zindanlarda özgürlükleri ellerinden alınan devrimci tutsaklara sahip çıkmak, hasta tutsakların serbest bırakılmaları taleplerini yüksek sesle dillendirmek ve „devrimci mücadele her yerde meşrudur!“ şiarıyla sınıf kavgasını sürdürmek, tüm dünyada Hapishanelerindeki direnişçilerin sesi olmak, aynı zamanda enternasyonalist bir görevdir.
Baş eğmeyerek direnen, zindanları kızıllaştıran tüm devrimci Tutsaklara selam olsun!
Devrimci Tutsaklar Onurumuzdur !
Devrimci Tutsaklara Özgürlük !
AVRUPA GÖÇMEN EMEKÇİLER BİRLİĞİ ( AGEB )
18 Mart 2020