Almanya’da son dönemlerde sürgün, mülteci ve göçmenlere yönelik devlet baskısının dozu giderek artmaktadır. Politik mültecilerin süren davaları ve itiraz süreçleri sonlanmadan, Alman makamları kendi yasalarını ve hukuklarını hiçe sayarak, Mültecileri kaldıkları ev ve sığınma evlerinden polis operasyonu ile zor kullanarak apar topar havalimanlarına götürüp, sınır dışı etmektedir. Bu sınır dışı ve polis uygulamaların giderek artan sıklığı, kamuoyunun yeterli tepki koymaması yada sesiz kalmasından cüret alındığına işarettir.
Alman demokratik kamuoyu ve göçmen demokratik kurumları Almanya’nın 129 a- b gerici yasasına istinaden takibat, soruşturma ve tutuklamalarına, Politik mültecilerin sınır dışı edilmelerine yönelik faşist baskı politikalarını ve gerici uygulamaları deşifre etmeli ve demokratik tepkiler ve protestolar ortaya koyarak, devrimci, demokrat politik kesimler sahiplenilmelidir.
DHKP-C davasından tutuklu yargılanması süren Grup Yorum üyesi tutsakların sağlık sorunları olmasına rağmen, tıbbi müdaheleye olanak tanınmaması Alman yargısının insanlık dışı politikalarda geldiği noktayı göstermektedir.
Münih TKP/ML davasının revizyon sürecinin sonlanmasıyla devrimci ve komünist tutsaklara yönelik, verilen cezalardan kalan bölümünün yatırılmasına dönük alınan kararlar, tutsaklara 20 yıl Almanya’ya giriş yasakları konması, Alman devletinin anti komünist gerici refleksinden ve devrimci düşmanlığından kaynaklıdır.
En son örneklerden biri ise, Türkiye’de Devrimci politik kurumlarda faaliyet yürütmek ve bu çalışmaların parçası olmak nedeni ile de Türkiye’de hapis yatmış olan Özkan Bozkurt geçtiğimiz günlerde Hamm Savcılığının kendisine göndermiş olduğu doküman sonucunda ve akabinde avukatının devreye girerek müdahil olması ile birlikte Türkiye’ye gönderilmesi son anda engellenmiştir. Demokratik kurumlardan ADHK, kamuoyuna yönelik yaptığı çağrıda; Politik Kurum ve Kuruluşları 30 Ağustos Çarşamba günü Velbert’te geri gönderilme ve tutuklama talebi ile görülecek olan Özkan Bozkurt‘un mahkemesine katılarak dayanışmada bulunmaları noktasında çağrı yaptı.
Bir çok Kürt yurtseveri halen Alman hapishanelerinde tutuklu bulunmaktadır. Türk devleti ve AKP – Erdoğan iktidarıyla halk düşmanı çıkar ilişkileri sürdürenlerin faşist baskılara hem destek olduğu ve uygulayıcıları olduğunu görmeli ve emekçilerin meşru karşı koyuş hakkını örgütlemeli, devrimci- demokratik mücadeleyi yükseltmeliyiz.
Avrupa Göçmen Emekçiler Birliği ( AGEB ) olarak, Avrupa ülkelerinde, İsviçre’de iltica kamplarında insanlık dışı uygulamaları ve insan hakkı ihlallerini, Almanya‘nın sınır dışı uygulamalarını ve 129a-b maddesinden dolayı devrimcileri tutuklama politikalarını, Fransa’nın direnişçi kesimleri tutuklayarak, hapishanelere koyan politikalarına karşı; Tüm yerli ve göçmen kurumların ortaklaşarak demokratik tepkilerini yükseltmeye, zulme ve baskıya uğrayan devrimci kesimleri sahiplenmeye çağırıyoruz!