Almanya’da yaşayan Kürt mülteci İbrahim Ö. sosyal medya hesabı üzerinden “Türk cumhurbaşkanına hakaret” ettiği gerekçesiyle Türkiye’nin talebiyle Alman savcılarına ifade verdi.
ANF’ye konuşan Kürt mültecinin avukatı ise “Müvekkilimin kişisel bilgilerinin Türk devletine verilmiş olduğunu düşünüyorum” dedi.
Erdoğan’ın “cumhurbaşkanı” sıfatıyla 28-29 Eylül tarihlerinde başkent Berlin’de yapacağı ziyaret öncesinde Alman devleti Erdoğan iktidarıyla işbirliğini artırması dikkat çekti. Her iki devletin özellikle “güvenlik” ve “hukuk” alanlarında paralel çalıştıkları bir kez daha ortaya çıktı.
Berlin ve Ankara arasındaki işbirliğinin sonucunda Mecklenburg-Vorpommern Eyaleti’nde uzun yıllardır yaşayan Kürt mülteci İbrahim Ö., Erdoğan rejiminin savcılarının talebiyle ifade vermek zorunda kaldı. Sosyal medya sitesi Facebook’ta Türk Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a “hakaret” etmekle suçlanan Kürt mülteci hakkında bir süre önce Iğdır savcılığı soruşturma başlatmıştı.
İFADEYE GİTMEYİNCE ALMAN POLİSİ DEVREYE GİRDİ
İbrahim Ö.’nün Almanya’da yaşadığı tespit edilince Iğdır savcılığındaki soruşturma dosyası Berlin Türk Büyükelçiliği’ne gönderildi ve bir süre sonra Neubrandenburg savcılığı devreye girdi. Neustrelitz kentinde yaşayan İbrahim Ö. hem “Terör örgütü üyelik” ve hem de “cumhurbaşkanına hareket” suçlamasıyla savcılığa ifade vermeye gitmeyince bu kez Alman polisi devreye girdi.
Polis tarafından ifadeye çağrılan Kürt mülteci “suçlu” yapılarak soruşturmayla ilgili sorular yöneltildiği öğrenildi. İbrahim Ö. Facebook’taki ifadelerin kendisine ait olmadığını söyleyen ve sadece Erdoğan’a yönelik ifadeleri paylaştığını söylerken, paylaşımlardan birisinin “Kerdogan” olduğu belirtiliyor.
Kürt mültecinin avukatı Lukas Theune ise Mecklenburg-Vorpommern Eyaleti’nin Adalet Bakanlığı’nın onayı olmadan müvekkilinin savcılık ve polis tarafından ifadeye çağrılmasını eleştirdi. Alman yasalarının Facebook’ta kişiye ait olmayan paylaşımlarının suç olmadığına dikkat çeken Theune, Alman yargı birimlerinin Erdoğan rejimiyle işbirliği yapmasına sert eleştiriler yöneltti.
SAVCILIK ‘BİLGİLERİ VERİLDİ Mİ?’ SORUSUNA YANIT VERMEDİ
Olaydaki bir başka skandal da Kürt mülteciye ait kişisel bilgilerin Alman güvenlik birimleri tarafından Türk devletiyle paylaşmış olma ihtimalinin bulunması. ANF’ye konuşan avukat Theune “Şayet savcılık müvekkilime ait kişisel bilgileri Türk kurumlarıyla paylaşmışsa, bu durum onu ve ailesini tehlikeye sokmuşsa bu tamamen bir hukuk skandalı olur” diye konuştu.
Neubrandenburg savcılığına müvekkiline ait bilgilerin Türk devletine verilip verilmediğine ilişkin mektup yazdığını aktaran Theune “Şu ana kadar savcılık henüz bir yanıt vermedi. Fakat bilgilerin verildiğini düşünüyorum” diye konuştu. Theune, Türkiye’deki soruşturmanın 2016 yılında açılmasına rağmen Alman güvenlik birimlerinin şimdi harekete geçmesinin düşündürücü olduğuna dikkat çekti.
İbrahim Ö. ise Alman savcılığının hazırladığı dosyada ev-iş adresi ve telefon numarasının bulunduğunu hatırlatarak “Hiçbir korkum yok, fakat Türk istihbaratının da ne yapacağı belli olmuyor” dedi.
ALMANYA MİT’İN ARKA BAHÇESİ!
Almanya MİT’in cirit attığı ve geniş bir istihbarat ağını kurduğu ülkelerin başında geliyor. Birçok kez Kürt siyasetçiler ile Erdoğan rejimi muhalifi isimlere yönelik suikast hazırlıklarının yapıldığı bizzat Alman devlet yetkilileri tarafından da dile getirilmişti. Son olarak geçtiğimiz Temmuz ayında açıklanan raporda da Alman istihbaratı, MİT’in özellikle Türk devletinin elçilik ve konsolosluk gibi resmi temsilcilikleri kullandığına dikkat çekmişti.
Almanya’nın iç istihbarat kurumu Anayasayı Koruma Teşkilatı’nın 2017 yılı raporunda MİT elemanlarının elçilik veya konsolosluk görevlisi adı altında Almanya’da istihbarat faaliyetleri yürüttükleri belirtilmişti. Ayrıca Türk devletinin diyanet kurumuna bağlı DİTİB camilerinin de MİT tarafından kullanıldığı ifade edilmişti.
Kaynak: ANF