Avrupa Partizan tarafından basın ve kamuoyuna, Aralık ayı katliamlarına yönelik yaptığı açıklamayı olduğu gibi yayınlıyoruz.
“ARALIK AYI; ÖFKE VE KİNİMİZ, GÖRÜLECEK HESABIMIZDIR!
“Ne kadar hüzün geçmişse dünyadan / Ne kadar acı geçmişse yaşayacağız / Hepsini yeniden, bir bir dünyada”
Aralık ayı, tarihi katliamlarla dolu Türk devletinin faşist karakterini apaçık belli eden katliamlara tanıklık etmiştir. Kemalist faşist diktatörlük, Türk-Sünni egemenliğine dayanan, anti-komünist bir gericilikle mayalanmış, beslenmiş ve düşmanlık tanımını buna göre yapan bir siyasal karaktere sahiptir.
1978’in Aralık ayında Maraş’ta, farklı inançlara karşı düşmanlığın kanlı bir kıyımla günlerce sürdüğü bir katliam gerçekleşti. “Komünistlere ölüm” sloganının “Alevilere hayat hakkı yok” tekçiliğiyle buluştuğu nokta devletin kolluk güçlerinin kontrolünde resmi rakamlara göre 111 çocuk, kadın ve erkek Alevi inancına mensup halkımız kör bıçaklarla, ateşli silahlarla, baltalarla katledildi. Alevi inancı ve kimliği böylelikle bir katliama uğradı.
Konjektür değişmiş, zaman değişmiş, aktörler değişmiş, siyasi figürler yenilenmiş ama faşizm değişmemiştir. Roboski’de bu defa “Terörle mücadele” sloganı “Kürtlere hayat hakkı yok” yaklaşımıyla buluşur. Uçaklar havalanır ve 34 Kürt köylüsü “kaçaktan” dönerken acımasızca bombalanır. Lime lime parçalanır bedenler. Bu defa kör bıçaklar, baltalar, ateşli basit silahlar değil ileri teknoloji le donanmış uçaklar, akıllı bombalar devrededir. Katledilen bu defa Kürt kimliğidir. Hedef alınan Kürdün özgürlük düşleridir. Ölümle bir kez daha Kürtler terbiye edilmeye, susturulmaya ve sinmeye zorlanır. Ama devir Kürtler için değişmiştir. Kawa’nın ateşi yanmıştır ve ateş harlanmaktadır.
Ve yine zaman değişir, konjektür değişir ama katliamcının kimliği ve katletme zihniyeti değişmez. Faşist diktatörlük kendisini yeniden yapılandırırken ve bir sürece hazırlarken topyekün saldırı politikasının bir parçası olarak zindanları gözüne kestirdi. 19-22 Aralık 2000’de onlarca hapishaneye binlerce kolluk gücü, ağır silahları ve öldürücü gazları ile Devrimci-komünist tutsakları katletmek ve halka mesaj vermek üzere operasyon gerçekleştirdi. 28 devrimci tutsak katledildi. Ölüm Orucu direnişinde olan tutsaklarda dahil yüzlercesi acımasız işkence tezgahlarında geçirilerek F tiplerine taşındı. Devrimci irade ile gösterilen direniş katliamın karanlık yüzüne karşı apaydınlık bir manifesto olarak tarih sahnesinde yerini aldı. Ancak faşist diktatörlük, bu katliamla faşist özünün harcını bir kez daha kanla kardı.
Faşizmin saldırıları, baskısı, asimilasyon, inkar ve imha politikasının en kristalize hali Aralık ayında gerçekleşen bu katliamlarda görülebilir. Farklılığa, çok uluslu ve çok inançlı yapıya, demokratik değerlere nasıl bir düşmanlık içinde olduğunu görmek için Aralık ayındaki bu üç katliam yeterlidir.
İşte gelecek için, mücadele için, faşizmin çanına ot tıkamak için “Ölülerimiz toplanacaktır” kavgamızın ruhunda, onların düşleri “yüceltilecektir mavide”. Aralık ayı gerekçemizdir faşizme olan öfkemizi daha fazla bileylememiz için. Kaçmadan, korkmadan meydan okuyacağız faşizme ve her türden gericiliğe. Ve elbet sınıf kini ve öfkesiyle örgütlenip, örgütleyip geleceği kuşanacağız ve kazanacağız.
AVRUPA PARTİZAN”
Avrupa Partizanpdf (BİLDİRİ)