Almanya’nın Stuttgart kentinde 3 Mayıs Cuma günü AvEG-Kon’un örgütlediği açlık grevi eylemleriyle dayanışma amacıyla başlatılan 2 günlük açlık grevi, 5 Mayıs Pazar günü, Schlosplatz meydanında yapılan basın açıklamasıyla sonlandı.
AGİF’in Schlosplatz meydanında açtığı info standında yapılan basın açıklamasına, biri Alman antifaşisti 4’ü AvEG-Kon’lu 5 açlık grevi direnişçisi, AvEG-Kon Eş Başkanı Baki Selçuk, AGİF, SKB, Young Struggle ve Kürt Özgürlük Hareketi güçleri katıldı.
Basın açıklamasında konuşan AvEG-Kon Eş Başkanı Baki Selçuk, 3 Mayıs’ta Fransa’nın başkenti Paris, İsviçre’nin Zürih, Hollanda’nın Den Haag ve Almanya’nın Stuttgart kentlerinde başlattıkları açlık grevlerini bugün, 5 Mayıs’ta sonlandırdıklarını açıkladı.
“AvEG-Kon olarak tecrite karşı mücadelemizi daha da büyüterek sürdürme kararlığındayız” vurgusunu yapan Selçuk, “Avrupa’da sürecin başından bu yana yürüttüğümüz mücadeleyi 1 Nisan’da 5 günlük bir açlık grevinin ardından süresiz açlık grevi direnişine çeviren Özkan Özdemir yoldaşımızın direnişine güç katmak için tarihi bir gün olan 6 Mayıs’ta konfederasyonumuza bağlı İsviçre Göçmen İşçiler Federasyonu üyesi BEKSAM derneğimizin Eş Başkanı Gülten Yavuz ve Young Struggle (YS) Sözcüsü Bilen Ceyran yoldaşlarımız 6 Mayıs tarihinden itibaren Paris’te 1 aylık açlık grevine başlayacaklardır. Bu katılımlarla Paris’te Özkan Özdemir yoldaşımızın direnişi, birer aylık dönüşümlü açlık grevleriyle birlikte sürecektir.” açıklamasını yaptı.
Basın açıklaması, “Yaşasın enternasyonal dayanışma”, “Politik tutsaklara özgürlük”, “Tecrite Hayır, Leyla Güven Onurumuzdur”, “Tecrite Hayır, Hatice Duman Onurumuzdur”, “Tecrite Hayır, Özkan Özdemir Onurumuzdur” sloganlarıyla, alkış ve zılgıtlarla sonlandı.
Stuttgart’ta “Açlık Grevleri” konulu panel yapıldı
Almanya’nın Stuttgart kentinde 3 Mayıs’tan beri AvEG-Kon tarafından yapılan 3 günlük açlık grevinin son gününde bir panel gerçekleştirildi. Panele HDP önceki dönem milletvekili ve şimdiki HDP Avrupa Sözcüsü Faysal Sarıyıldız ve AvEG-Kon Eş Başkanı Baki Selçuk konuşmacı olarak katıldı.
Şimdiye kadar süresiz açlık grevleri (SAG) ve ölüm oruçlarında yaşamını yitirenler şahsında yapılan saygı duruşu ile başlayan panelin ilk konuşmasını HDP Avrupa Sözcüsü Faysal Sarıyıldız yaptı.
Büyük bir tarihi direnişin sürdüğünü belirten Sarıyıldız, faşizmin 7 Haziran 2015’de parlamentoda salt çoğunluğu kaybetttiğini ve bundan dolayı tekrar savaşı başlattığını, Kobanê’yi inşa çalışması için Suruç’ta toplanan sosyalist gençlerin katliama uğradıklarını ve ardından katliamlar serisinin geldiğini belirtti.
Sarıyıldız, faşizmin özyönetim direnişlerinde kentleri yerle bir ettiğini, insanların diri diri yakıldığını, dışarıda yan yana gelen iki kişiye bile saldırdığını, bütün bu saldırı dalgasını da sayın Öcalan üzerinde mutlak tecrit uygulayarak başladığını belirtti. Bütün bu saldırılara rağmen, Kürtlerin, sosyalistlerin direndiğini, ancak bu direnişlerin tecridi kırmaya yetmediği için Leyla Güven’in Öcalan üzerindeki tecridin son bulması için SAG direnişine başladığını, ardından 7 bin tutsağın ve dışarda birçok ülkede onlarca insanın katılımıyla sürdüğünü anlattı.
Türkiye’deki siyasal gelişmeleri anlatan Sarıyıldız, SAG direnişinin ve direnişini ölüm orucuna çeviren tutsakların eyleminin hem talebin karşılanması için bir kararlılık ve hem de dışarıda mücadeleyi büyütmeye çağrı olduğunu söyledi.
Selçuk: Taleplerin karşılanması için mücadelenin büyütülmesi gerekir
Panelin diğer konuşmacısı AvEG-Kon Eş Başkanı Baki Selçuk ise, SAG direnişinde ve ölüm orucunda olan direnişçileri selamlayarak ve 5 Mayıs 1981’de ölüm orucunda yaşamını yitiren Bobz Sands’ı, 4 Mayıs Dersim soykırımında yaşamını yitirenleri ve 6 Mayıs’ta idam edilen Deniz, Yusuf ve Hüseyin’i anarak başladı.
Selçuk, bir mücadele aracı olarak dünyada Türkiye ve Kürdistan’da açlık grevlerinin tarihçesini anlatarak başladığı konuşmasında, şu anda süren SAG ve ölüm orucunun kitleselliği ve yaygınlığıyla tarihte tek örnek olduğunu belirtti. 2015’den bu yana faşizmin Öcalan’a mutlak tecrit uygulamasının yanı sıra, tüm toplumu tecrit ederek teslim almaya çalıştığını, işçilerin, emekçilerin, akademisyenlerin, gazetecilerin, kadınların, gençliğin bu saldırıların hedefi olduğunu, Öcalan üzerindeki tecridin son bulması için Leyla Güven’in başlattığı SAG direnişinin bütün bu saldırıları püskürtmekte önemli rol oynayacağını vurguladı.
Tecridin bir işkence ve insanlık suçu olduğunu ve herkesin buna karşı gelmesi gerektiğini belirten Selçuk, sosyalistler olarak Öcalan üzerindeki tecridin son bulması talebini sahiplendiklerini, bu mücadeleyi kendi mücadeleleri olarak gördüklerini ve süreçle böyle ilişkilendiklerini söyledi.
Süren açlık grevlerinin ve ölüm orucunun sona ermesi için taleplerin karşılanması, bunu başarabilmek içinde herkesin kendisini özne olarak görmesi ve daha fazlasını yapması gerektiğini belirtti.