Avrupa`da binler tek yürek oldu haykırdı:
„Önderimiz İbrahim, İbrahim Kaypakkaya“
21 mayıs 2016 tarihinde Almanya / Ludwigshafen `de düzenlenen Kaypakkaya`yı anma etkinliğine üçbinbesyüz civarında kitle katıldı.
Avrupanın dörtbir yanından biraraya gelen Partizan yürekler, Kaypakkaya`nın ardılları, yoldaşları, dostları saat 16.00 da başlayan ve saat 24.00 civarında sonlanan, 43.yılında Komünist önder İbrahim Kaypakkaya`yı anma etkinliğinde biraraya geldiler.
Devrimci örgütlerin yayın ve kitap standlarının olduğu bölümde insanların güncel siyasal gelişmelere ilişkin koyu sohbetleri ve tartışmaları dikkat çekiciydi.
Tutsak 10 devrimcinin resimlerinin yer aldığı „ Devrimci tutsaklara özgürlük“ pankartı altında Hapishanelerde bulunan tutsak devrimcilerin fotoğraflarının olduğu kartpostallar ilgi çekti. On`lara selamlar yollandı.
Kitlenin salona alınması ardından seslendirilen„ TİKKO ve Parti Marşı „ kitlenin coşkusunu artırdı. Alkış ve sloganlarla söylenen marşa eşlik edildi.
Halk sanatçısı Pınar Aydınlar `ın görkemli sunumuyla gerçekleşen anma etkinliği, Kaypakkaya şahsında başta proletaryanın büyük öğertmenleri Marx, Engels, Lenin, Stalin ve Mao olmak üzere tüm Dünyada, devrim ve sosyalizm mücadelesinde toprağa düşerek ölümsüzleşen komünistler, devrimciler ve özgürlük savaşçıları için yapılan sinevizyon gösterimi eşliğinde saygı duruşuyla başladı.
İbrahim Kaypakkaya üzerine annesinin yazdığı „ Kalk gidelim oğul bizim ellere“ türküsünü Ozan Rençber `in seslendirmesi kitleye duygulu anlar yaşattı.
Gece Tertip Komitesi adına yapılan konuşmada; Kaypakkaya yoldaşı andığımız bu günde, buraya katılan, tüm partizan yoldaşları ve devrimci dostalarımızı selamlıyoruz. Bu etkinliği düzenlememizde emeği geçen tüm yoldaşlarımıza,programımıza destek veren sanatçılara,müzikal gruplara, aydın, yazar, milletvekili dostlarımıza, Uluslararası devrimci örgütlere, dayanışmacı katkıları ve destekleri için tertip komitesi adına teşekür edildi.
Pınar Aydınlar Cizre üzerine yeni bestelediği türküyü seslendirdiğinde coşku doruğa çıktı. Cizre`de, Nusaybinde, Sur`da katledilen Kürt ulusuna mensup halkın direnişinin yanında olunduğu mesajı verildi. „ Kürdistan Faşizme Mezar olacak „ sloganları haykırıldı.
Yazar Temel Demirer coşku dolu bir konuşma gerçekleştirerek, “Kaypakkaya bizlere diz çökmemeyi, her koşulda direnmeyi ve düşman karşısında cüretli olmayı öğretti. Türkiye`de faşizme karşı direnme ve karşı koyuşta, nerde mücadele varsa, Kaypakkaya, Deniz, Mahir, Mazlum Doğan ordalar..“ diyerek, daha güçlü ve birlikte mücadeleye sarılma çağrısı yaptı.
Kawa Urmiye, Kürtçe ezgileriyle direniş türkülerini seslendirerek geceye coşku kattı. Gençlerden yoğun bir ilgi gördü.
MLPD Temsilcisi, Alman devrimci,Türkçe ve Kürtçe olarak kitleyi selamladı ve Kayapkkaya`yı anma buluşmasının sürekliliğiyle devrimci mücadeleye devam mesajı vermenin çok anlamlı olduğunu belirtti.
TKP/ML –TİKKO Rojova Komutanlığının yolladığı mesajı okuduğunda kitlenin coşkusu arttı ve gür şekilde sloganlar haykırıldı.
Hasan Sağlam yanık sesiyle Zazaca ezgiler ve mücadele türküleri seslendirerek geceye renk kattı.
TKPML- MK (Merkez Komitesinin) mesajı okunduğunda „ Yaşasın Partimiz TKPML, Ordumuz TiKKO ve Gençlik örgütümüz TMLGB“ sloganı kitlesel şekilde haykırıldı.
Sunulan MK mesajında : „Kaypakkaya bize bir yol gösterdi. Baskı, işkence, zulüm, sömürü, zorbalık, haksızlık, adaletsizlik ve her türlü ezilmişliğe karşı bir yol gösterdi. Bunlara karşı çıkmak yetmez dedi. Bunların kökünü kazımak, bunu yaratan sistemin çanına ot tıkamak ve halkın iktidarını kurmak gerekir dedi. Gözünü kırıntılara dikmedi. Gözünü iktidara, halkının işçi sınıfının kazanacağı iktidara dikti. O reformizmle arasına kalın duvarlar ördü. O tam özgürlük, kuşatılmış bir gök yüzü hayali kurdu. Partisinin siyasi çizgisini buna uygun olarak belirledi.
Ama o halkın mücadelesini, kendi dışındaki hareketleri yok saymadı. Ona komünist aşı vurmak, o hareketi siyasal olarak ileri taşımak için her mücadelenin içinde oldu. Geri durmadı, tereddüt etmedi.
Bugün Türkiye Kürdistanında diş ile tırnak ile, kan ile can ile silah ile taş ile Kürt halkı ulusal hakları için direniyor. Kürt halkı artık köleleştirilmiş bir kimliği kabul etmiyor, Kürt halkı kırıntılara razı gelmiyor. Şehirleri tank-top atışları altındayken şehrini terk etmiyor. Toprağına tutunmak kimliğine tutunmak Kürtler için. Direnişe tutunmak köleleştirmeye meydan okumak onun için. Ne siyasal köleleştirmeyi ne de kültürel kimliksizleştirilmeyi kabul etmiyor. Kaypakkaya bıraktığı yöntemle bu direnişin özünü, devrimci ruhunu bize kavramayı emrediyor. Dışında durmakla hiçbir şeyin kavranmayacağını o bize öğretti. Kürt halkı Kaypakkaya’nın güzergahını çizdiği devrim istek ve taleplerine hiç olmadığı kadar yakın. Direnişiyle, kimliğini var etme mücadelesiyle ona yakın duruyor. Onu sınırlayacak her türlü siyasi çizgiye, sistem içileştirmeye yüz geri etmekten geri durmayacak. İşte Kaypakkayacıların görevi bu direnişin devrimci özünü kavramak ve onu iktidar hedefine yöneltecek şekilde örgütlemek, ileri taşımak olmalıdır. Burdan Suru, Cizreyi, Nusaybini, Silopiyi, Rojavayı ve burada direnen yiğit Kürt kadın ve erkeklerini selamlıyoruz. Direnişleri direnişimiz olmalıdır. Özgürlük hayalleri, gelecek umutları, ölümü kucaklama kararlılıkları devrim mücadelesinin ruhudur, özüdür.
Yoldaşlar savaş, ölüm, kan, zulüm coğrafyasında yaşıyoruz. Zalimler dünyasında kan ağlıyoruz. Ama ne korkuyoruz, ne karamsarlığa kapılıyoruz, ne boyun eğiyoruz, ne kavgamızdan haklılığımızdan vazgeçiyoruz. Öle öle yaşıyoruz. Kanaya kanaya ilerliyoruz. Yiğit yüreklere yaslanıyoruz. Onlardan ilham alıyoruz.
Kaypakkaya kızıl bir karanfildi. Onun kızıl rengi komünist kimliğinden geliyordu. Faşist diktatörlük kopardı aldı belki halkından, yoldaşlarından onu. Kaypakkaya dalından koparılmadı. O tarihin sayfalarında, halkının nazlı döşünde meyvelerini verdi. Belki ardılları yeterince faydalanmadı bu meyvelerden. Ama asla onun iddiasından, onun kavgasından, onun ideallerinden, onun dünya görüşünden, onun sevdasından, onun teorisinden ve onun bıraktığı umuttan vazgeçmedi. O uğurda gencecik düştüler toprağa yoldaşları. o parlak bir zeka, o kuşanmış bir gelecek zırhı. Yolumuz onun yolu olacak. Belki eksik belki tamamlanmamış ama zafere kadar sürdürülecek.“ denildi.
Umuda Haykırış`ın seslendirdiği devrim ve partizan marşlarına kitle alkışlarıyla eşlik etti.
Verilen aranın ardından, Kadın Erbane grubu görselliğiyle sahnede yerini aldı.
Yunanistandan geceye katılan YKP/ML (Yunanistan Komünist Partisi Marksist- Leninist) temsilcisi, dayanışma mesajını sunarak , Kaypakkaya`nın partisinin mücadelesini selamladı.
Partizan Şehit Ailelerinden TKP/ML` nin şehit 4. Genel Sekreteri Mehmet Demirdağ ve Ali Demirdağ `ın anne ve babası duygularını dile getiren birer konuşma gerçekleştirdiler. Ayrıca geceye dayanışma amaçlı katılan Kobane`de şehit düşen Paramaz (Nejat Suphi Ağırnaslı ) ın annesi Nuran Ana`da sahnede kitleyi selamladı.
Onur Olgun devrimci isyan türküleriyle kitlenin beğenisini kazandı.
HDP eşbaşkanı Figen Yüksekdağ sahneye çıktığında salon dışında bulunan kalabalık kitlede salona geçerek, Figen Yüksekdağ`ın yaptığı güncel konuşmayı dikkatle dinledi.
Yüksekdağ „ Tarihsel gücümüzü ibonun berrak duruşundan alıyoruz. Bizler HDP olarak İboyuz, Mahiriz, Deniziz, Mazlumuz ve direnen devrimcilerin mirasıyız. Birliğimizi ve gücümüzü sarsamıyorlarsa bunun sebebi ve bir kaynağı vardır. Bu kaynak İbonun başeğmezliği ve duruşudur. İbonun direnişi ve özsuyuyla çelikleştik.. dedi.
Güncel siyasal gelişmelere ve dokunulmazlıklara konusuna değinen HDP eşbaşkanı Figen Yüksekdağ, „Seferberlik ruhuyla mücadele edeceğiz „ asla boyun eğmeyeceğiz“ dedi.Kitle konuşma esnasında yoğun alkışlar ve sloganlarla karşılık verdi.
Die Linke temsilcisi de konuşmasında geceyi selamladı.
Anma gecesinin son sanatçısı Suavi ve grubunun söylediği coşkulu türkülerin eşliğinde yaptığı konuşmalarıyla kitleyi coşturdu.
Geceye yollanan MKP, MLKP,TiKB, TKİP, SDP yurtdışı örgütlerinin dayanışma mesajları okundu.
Binlerce insanın katılarak güç kattığı 43.katlediliş yılında Komünist önder Kaypakkaya`yı anma gecesi coşkulu ve başarılı bir anma olarak sonuçlandı.