Avusturya: İnnsbruck`ta toplanan AB Güvenlik Zirvesine Karşı Kitlesel Yürüyüş ve Protestolar
11 – 13 Temmuz arasında AB içişleri ve adalet bakanları AB`nin güvenlik sorunlarını tartışmak ve yeni kararlar almak üzere Avusturya`nın İnnsbruck şehrinde gerçekleştirdikleri bir güvenlik zirvesinde buluştular. AB dönem kurul sözcülüğü görevini alan Avusturya devleti tarafından gündemleri şekillenen güvenlik zirvesi, göçmenlere, mültecilere ve emekçilere karşı güvenlik uygulamaları adı altında yeni saldırıları hedeflemekte. Toplumsal alanın gittikçe kısıtlanması, polis yetkilerinin keyfi şekilde yükseltilmesi ve mültecilerin akdeniz sularında ölüme terk edilmesi gibi bir dizi kararın düzenlenmesi bu zirvede yapıldığı düşünülmekte. Tüm hafta içerisinde çeşitli eylem ve çalışmalar örgütleyen antifaşist güçler ise 12 temmuz günü zirvenin ana konferansının gerçekleştiği gün içerisinde kitlesel bir yürüyüş örgütlediler. İtalya, Fransa ve Almanya başta olmak üzere tüm sınırlarında antifaşistlerin İnnsbruck´a gelmesini engellemeye çalışan AB ve Avusturya Polisi aynı zamanda Avusturya ordusunu da uzun dönem sonra şehirlerde görevlendirdi.
Tüm engelleme girişimlerine rağmen İnnsbruck`ta son 20 yılın en kitlesel yürüyüşü gerçekleştirildi. Yürüyüş platformunun açıklamasına göre yaklaşık 2 ile 3 bin arasında bir kitle yürüyüşe katılım sağladı.
ATIGF üye ve aktivistleri ise Partizan ve Avusturya Antifaşist kolektif ile ortak kortejde “Kahrolsun AB ve Sermaye! Yaşasın Enternasyonalizm” pankartı ile katılım sağladılar. Yürüyüşün en kitlesel korteji olarak kitlenin de ilgisini çeken ATIGF, Partizan ve Antifaşist kolektif aynı zamanda devrimci sloganlarla yürüyüşte devrimci bir motivasyon yarattılar.
Avusturya Türkiyeli İşçi ve Gençlik Federasyonu ve Mor – Kızıl Kolektif adına yürüyüşte bir konuşma gerçekleştirildi. Yine Partizan adına 129 a ve b konulu, politik tutsaklarla dayanışma ve durumlarına ilşikin bilgi verildiği bir konuşma gerçekleştirildi.
Partizan korteji içerisinde PGİ/MLM polisin baskı ve provokasyonlarına tepki olarak meşaleler yakarak eylemde polis saldırganlığına ve baskısına işaret ettiler. Polisin buna karşın saldırı hazırlığına ise kitlenin tepkisi ve duruşu engel teşkil ettiği gibi meşale eylemini başarılı kıldı.