Hamburg Yeni Kadın, Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) başkanı Prof. Şebnem Korur Fincancı‘nın katılımı ile T.Kürdistanında yaşanan katliam ve direnişi konu alan bir söyleşi gerçekleştirdi.
Yeni Kadın adına yapılan konuşmada Türk devletinin Kürdistan’da yürüttüğü savaşa ve bu savaşta uyguladığı vahşete değindikten sonra buna karşı gelişen dirinişi konu edindi. Ardından konuk Prof. Şebnem Korur Fincancı’nın tanıtımını yaptıktan sonra sözü kendisine bıraktı.
7 haziran sonrası çözüm sürecinin Türk devleti tarafından sona erdirilmesiyle birlikte, ilan edilen sokağa çıkma yasaklarıyla birlikte insan hakları ihlallarinin başladığını belirterek konuşmasına başlayan Fincancı, ama kolluk güçlerinin işlediği bu suçlara karşı hiçbin yasal işlem yapılmadığını belirtti.
Son yıllarda kolluk güçlerinin işlediği suçlara karşı açılan 4000 davadan yanlızca 5’inin ceza aldığını söyledi.
Bu süreçte sivil ölümlerinin çok fazla arttığını söyleyen Fincancı, güvenlik güçlerinden ise ne kadar ölümler olduğunun bilinmediğini belirtti. Özel sözleşmelerle kolluk gücü alındığı için bazı bilgilerin gizli tutulduğunu dile getirdi.
’38 Dersim katliamınından sonra en büyük katliam..
38 Dersim katliamından sonra Kürdistan topraklarında en büyük katliam uygulandığını söyleyen Prof. Fincancı Kürtlere karşı soykırım uygulandığını dile getirdi. Sivil gerilla ayrımı yapılmadan şehirler yerle bir edilerek toplu katliamların yapıldığına tüm dünyanın şahit olduğunu sözlerine ekledi.
Cizre’deki 1. bodrumda tanık olduğu bir gözlemini de anlatan şöyle anlattı Fincancı:“Yerler insan kemikleriyle doluydu. Bu kemiklerin içinde yer alan bir çene kemiği dikkatimi çekti. Oldukça küçüktü, bir yetişkininkine benzemiyordu. Elimizdeki imkanlarla yaptığımız ölçümde bunun bir çocuk çene kemiği olduğunu anladık. Bu da o bodrumlarda devletin iddia ettiği gibi yanlızca silahlı insanlar değil çocuklarında içinde olduğu çok sayıda sivilinde öldürüldüğünün kanıtıydı. Ve halen bu bodrumlarda ne kadar insanın öldürüldüğünü bilmiyoruz. Bildirilen ölümlerle kayıplar arasında çok fark var. „
Hacı Lokman Birlik`in Öldürülmesi…
Hepimizin panzerin arkasına bağlanarak sürüklenen bir görüntüden tanıdığımız Hacı Lokman Birlik’in öldürülmesine de değinen Prof. Fincancı, Hacı Lokman Birlik’in öldükten sonra değil, sağ olarak panzer arkasına bağlanıp sürüklendiğini ve o esnada öldürüldüğünü iddia etti. Bu sonuca otopsi raporlarını inceleyerek ulaştığını belirten Fincancı, sürüklenme esnasında Hacı Lokman Birlik’e havan da dahil olmak üzere çok sayıda silahla ateş edildiğini kesinleştirdiklerini belirtti.
Hacı Lokman Birlik olayını AHİM’e rapor ettiklerini ama AHİM’in tedbir kararı almadığını, bunun da Türk devletiyle avrupa devletlerinin arasındaki pazarlıkların bir yansıması bir sonucu olduğunu düşündüklerini dile getirdi.
Bugün 90’lı yıllardan farklı olarak hem farkındalığın gelişen iletişim imkanlarının etkisiyle çok daha yüksek olduğunu, hem de evlerini terketmek zorunda olan insanların, sokağa çıkma yasaklarının bitmesinin hemen ardından evlerinin yıkık olmasına karşın geri döndüklerini belirtten Fincancı bunun yıkıntılar arasında yaşamın yeniden kurulacağı anlamına geldiğini dile getirdi.
Prof. Fincancı’nın sunumunun ardından dinleyicilerin soru ve görüşlerini dile getirmesinin ardından söyleşi sona erdi.