AVRUPA GÖÇMEN EMEKÇİLER BİRLİĞİ – AGEB
Göçmenlik; sosyal, ekonomik, coğrafi ve toplumsal-siyasal koşulların dayattığı bir zorunluluk olarak gerçekleşir. Göçmenlik tarihin her evresinde yaşamın bir parçası olmuştur. Emperyalist kapitalizm çağında ise azami karın gerçekleştirilmesi temel zemininde yaşanan askeri işgaller, pazar kapma ya da verili pazarları yeniden paylaşma savaşları, ulusal, etnik ve inançsal çelişkiler üzerinden halkların birbirine düşmanlaştırılması, bu çelişkilerin emperyalistler ve egemen sınıflar tarafından sürekli bir huzursuzluk ve çatışma kaynağı olarak kullanılması her geçen gün daha fazla insanın yaşadıkları toprakları terketmesine ve göçmen olarak yaşamlarını sürdürmesine neden olmaktadır.
Göçmenler tarihsel olarak esasta her zaman geldikleri toplumda ezilen bir katman olarak kalmıştır. Göçmenlerin ekonomik, sosyal, siyasal hakları değişir, gelişir, ilerler; “sosyolojisi” ve çelişkileri kuşaklar boyunca farklılaşır, ancak esasta göçmen olma gerçekliği belli zaman ve koşullarda mutlaka karşısına çıkar. Bulunduğu toplumsal yapının dışında olduğu anımsatılır. Göçmen emekçiler tarihin her döneminde göç ettikleri ülke halkından daha güçlü ekonomik, sosyal, siyasal çelişkiler yaşarlar. Bu nedenle göçmen ve “farklı” olmaktan kaynaklı yaşadıkları çelişkileri tanımlayabilecek, bir aidiyet hissi oluşturacak, kendilerini öz benlikleriyle ifade edebilecekleri örgütlenmelere ihtiyaç duyarlar. Bu durum göçmen kitlesinin ekonomik-politik örgütlenmelerin yanı sıra sosyal, kültürel alanlarda da örgütlenmelere yatkın olmasını beraberinde getirir.
Avrupa son yüz yılda ekonomik, siyasi nedenlerle yoğun göç alan bir bölge durumundadır. Türkiye ve T. Kürdistanı topraklarından da Avrupa’ya son 70 yılda yoğun bir göç akını söz konusudur. Bugün dört kuşağın yetiştiği bir kitle söz konusudur. Yaklaşık dört milyon civarında Türkiye ve T. Kürdistanlı bir göçmen kitlesi Avrupa’da yaşarken aynı zamanda ortalama kırk – elli yıllık bir göçmen mücadelesinden de bahsedebiliriz. Bu anlamıyla göçmen kitlelerin ciddi anlamda bir örgütlenme tarih ve tecrübesinden söz etmek mümkündür.
Bizler de 1972’de İbrahim Kaypakkaya’nın tarihsel manifestosu ve geleneğinin sürdürücüleri ve takipçileri olarak, 48 yıllık kesintisiz mücadelemizi Avrupa cephesinde ve göçmeler içinde de sürdürüyoruz. Almanya, Avusturya, İsviçre, Fransa, Hollanda, İngiltere, Belçika ve daha bir çok Avrupa ülkesinde Türkiye ve T. Kürdistanlı göçmenler içinde faaliyetlerimizi örgütledik, örgütlemeye devam ediyoruz.
Avrupa`da göçmen işçi ve emekçilerin hakları ve örgütlü mücadelesi için devrimci mücadeleyi uzun yıllar ATİK içerisinde sürdüren yüzlerce emektar, (ATİK kurucu kadrolarının da içinde olduğu bir çok eski ATİK yöneticisi, konsey ve denetim üyesi, ATİF-İTİF-ATİGF yöneticisi, kadın ve gençlik yöneticisi ve faaliyetçisi) 2017 yılında yaşanan tasfiyecilik neticesinde, devrimci mücadeleye AGEB olarak devam kararı aldı.
“Tarihten Geliyor, Geleceğe Yürüyoruz” şiarıyla, geçmişte yaratılan çalışmalar, emekler ve değerlerin bütünüyle oluşturulan AGEB kurumsal olarak bileşenleriyle birlikte mücadeleye ve çalışmalarına devam etmektedir.
Avrupa’da çok çeşitli ülkelerdeki federasyon, komite ve göçmen faaliyetlerini ortaklaştıracak bir çatı örgütlenmesi ihtiyacı, AVRUPA GÖÇMEN EMEKÇİLER BİRLİĞİ adlı örgütlenmeyi kurmuş bulunuyoruz.
Göçmen emekçilerin örgütlenme ve hak arayışlarının örgütlü gücü olma, yerli işçi ve emekçilerle sınıf dayanışmasını geliştirme, sömürü, baskı ve ayrımcılığa karşı birlikte mücadeleyi yükseltme, emperyalizme, kapitalizme, faşizme ve her türden gericiliğe karşı başta yaşadığımız Avrupa ülkeleri ve Türkiye olmak üzere daha etkin mücadele etme, dünyanın tüm coğrafyalarındaki demokrasi ve devrim mücadeleriyle dayanışma içinde olma hedef ve amacıyla yolumuza devam ediyoruz.
Tüm göçmen emekçileri çalışmalarımıza destek olmaya, programımız ekseninde örgütlenmeye davet ediyor ve hak arayışı, özgürlük, demokrasi ve devrim için mücadelemize dahil olmaya çağırıyoruz.
Yaşasın yerli – göçmen işçi ve emekçilerin sınıf dayanışması ve birlikte mücadelesi!
AGEB Kuruluş Koordinasyonu
Mart 2019