KÜRESEL KRİZ VE NEOLİBERAL POLİTİKALAR: HALKLAR AYAKTA
EKVATOR,ŞİLİ, KATALONYA,LÜBNAN,AZERBAYCAN
2007/2008 de dışavuran küresel kriz, multi bir kriz karakterinde gelişti. Kapitalizmin yapısal krizini işaretleyen bu süreç, küresel düzeyde sınıfsal antagonizmayı şiddetlendirdi. 2009/2010 yılında Avrupa’yı saran sınıf ve kitle hareketlerini, 2011’de Arap halklarının ayaklanmaları izledi. Ardından 2012 Rojava ve 2013’de gezi ayaklanması geldi. Dünya çapında kent isyanları yaşandı. Bu gelişmeleri kriz sonrası I. Küresel toplumsal dalga olarak tanımlayabiliriz. 2011/2012/2013 yıllarında devrimci imkanların arttığına tanık olduk. Bu imkanın değerlendirilememesi negatif bir diyalektiğin önünü açtı.
2013 sonrası toplumsal hareketlerde geri çekilme yaşandı. Ardından küresel düzeyde sağ popülizm diye de tanımlanan karşı devrimci bir sürecin içine girildi. Macron, Putin, Trump bu sürecin öne çıkan kimlikleridir.
Avrupa’da neo-faşist dalganın yükselişi; Brezilya’da sivil darbe; Venezüela’da paralel devlet girişimleri sürecin başka yansımalarıdır. 2018’den itibaren küresel çapta yeni bir toplumsal dalganın yükselişine tanık olduk. Sosyal yıkım programlarına ve patriyarkal kapitalizme karşı kadın grevleri gerçekleşti. Sarı yeleklileri sokaklarda gördük. 2019 başında Hindistan’da 200 milyon işçi greve çıktı. Tarihin en büyük grevi yaşandı. Türkiye’de 3. Havalimanı işçilerinin fiili grevi bu sürecin parçası olarak gelişti. Bu dinamikleri kriz sonrası II. Küresel toplumsal dalga olarak değerlendirebiliriz. Yeni dönemde ultra neoliberal politikalara karşı Şili, Ekvator, Azerbaycan, Lübnan ve Katalonya sarsılmaya başladı. Sosyal yıkım programlarına karşı kitleler sokakları işgal ediyor. Kapitalist krizin yeni evresine ve sosyal yıkım politikalarına karşı halklar ayakta! Sokaklar, politikanın yeniden inşa edildiği alanlara dönüşüyor.
Ekim/2019