Innsbruck“ta 28 Aralık Cuma günü Roboski, Maraş ve 19 Aralık`ta yapılan katliamlar konulu anma gerçekleştirildi.
Partizanın düzenlemiş olduğu anma açılış konuşması ve saygı duruşyla başladı.
Partizan temsilcisi; Devletin egemenlik ve iktidarının siyasal zihniyetinin toplumu ancak şiddet, cebir, katliam, soykırımlarla yönetmeye calıştığı ve Faşist Diktatörlüğün kodlarının Faşizm olduğu gerceğini burada rahatlıkla görebiliriz dedi. Devlet sınıfsal bir baskı aracıdır ve ülkemizde ki iz düşümü ise Faşizmin ta kendisidir. Bu nedenle de sürekli toplumu korkutmak, sindirmek, özün de uzaklaştırmak için de katliam ve soykırımlar gercekleştirmektedir. Türk – İslam Faşizm zihniyetli Türk Devleti, başta devrimci komünistler olmak üzere, Kürt Ulusu, Ermeniler, Aleviler ve bir çok farklı ulus, milliyet ve inançtan yüzbinlerce insanı katlettiğini, soykırım gercekleştirdiğini ve baskı ve sindirme politikalarıyla yok etmeye çalıştığı vurgulandı.
TC nin 95 yıllık tarihi bir faşizm tarihi olduğunu; soykırım, katliam, baskı ve sömürü üzerine kurulu gerici bir sistemin vurgusu yapıldı.
Faşist devlete karşı tarihi boyunca cok kez baş kaldırışlara ve isyanlara tanıklık etmiştir. Zülmün karşısında boyun eğilmemiş isyan etme geleneği ülkemiz de hep diri tutulmuştur dendi.
Katliamcı geleneğin en zorba bicimi Ermeni soykırımı ve Rumlar, kürtler, Aleviler, ve hapishaneler üzerinde ki katliamlarıdır.

Maraş katliamı öncesinde Türkiye de gelişen halk muhalefetin bastırılması ve katliamın sonrasın da hemen sıkıyönetim ilan edilmesini planlı bir şekil de Organize edildiği vurgusu yapıldı. Türkiye Kürdistanına ilişkin güncel sürec değerlendirildi.
Maraş katliamının devlet tarafından tertiplendiğini” belirterek, “sistem Kürtleri komünistleri katletmekten her zaman haz almıştır. Tekçi zihniyetin katliamlarla susturma politikası sğrekli ve devam ediyor. Sistem tarafından çetecilerin kampı Maraş’ta kuruldu. Cami ve cemevi birleştirilerek Kürt Alevileri yok etmeye çalışıyorlar. Bu katliamlar bütün batılıların emperyalistlerin bilgisi dahilinde yapılmaktadır.“denildi.
19 Aralık Cezaevlerine yönelik her türlü silahlar kullanılarak, cezaeveleri yakılarak yıkılarak katliam yapıldı. 19 Aralık katliamına karşı Devrimci Mahpuslar bir direniş örneği de gösterdiler. İradelerinin teslim alınamayacağının direnişiydi. Çünkü sistem devrimci iradeyi asla yok edemez ve teslim alamaz dendi. Dönemin başbakanı Ecevit; biz cezaevlerini dizayn etmezsek İMF programlarını uygulayamayız, IMF programlarını uygulayabilmesi için devrimcileri ve toplumun bilinçli ve kararlı unsurlarının yok edilmesi ezilmesi ve teslim alınması gerekiyor demişti.
Cezaevleri günümüzde de saldırının merkezi durumdadırlar. Sınıflar çatışması yaşamın her alanın da devam etmektedir ve Cezaevleri bunun en somut örenğidir vurgusu yapıldı.
Devamında ise “Roboski katliamı sistemin tek dil, tek din ve tek ırk politikasıdır. Kürtler bu zihniyete karşı her zaman isyan etmiş ve katliama uğramıştır.” dendi. Kürt Halkına karşı bu ne ilk katliam nede son katliamdır. Kürt Halkının her alan da gelişen mücadelesi Faşizmin daha saldırgan ve katliamcı yüzünü göstermiştri. Şırnak, Cizre,Lice, Nusaybin, Sur da ki katliam daha hafızamız da tazedir. Afrin işgali ve Süriye Kürdistanının işgal planı Kürtlere yönelik Faşist TC nin temel yaklaşımı yok et politikasıdır.
Sınıf mücadelesi verenlerin umutsuzluk, karamsarlık yerine, Halklara umut, direnc ve yarınların bu anlayışla kazanılacağı ve mücadelemizin yükseltilmesi gerektiği denilerek anma bitirildi.