Uzun yılların ardından, İsveç’ in Malmö kentinde Malmö PARTİZAN ve NCDEK-Malmö tarafından örgütlenen Maraş, Zindanlar ve Roboski katliamı anması gerçekleştirildi. PARTİZAN, NCDK-Malmö ve İsveç Alevi Birlikleri Federasyonu Eşbaşkanı’ nın panelist olarak katılım sağladığı etkinlik saat 14:00’ te, devrim ve demokrasi mücadeşleşinde yaşamını yitirenlerimiz anısına yapılan saygı duruşuyla başladı.
Moderatör arkadaşımızın panele dair yaptığı açılış konuşmasının ardından, katliamlara dair hazırlanan sinevizyonun gösterimi yapıldı. oldukça duygusal ve öfkeli tepkilerin açığa çıktığı sinevizyon gösteriminin ardından, planlanan panelin sunumuna geçildi.
İABF eşbaşkanı Nevin Kamilağaoğlu ‘ nun sunumuyla başladı.
Maraş katliamının özel anlamında inançlarından dolayı Alevi inancına sahip halkımıza yönelik bir katliam olduğu ve bu katliamların Cumhuriyetin kuruluşundan bugüne değişik zamanlarda uygulanan bir yöntem olduğunu, inkar, asimilasyon ve katliam uygulamalarına maruz kaldıklarını, hiç bir hesabın sorulmadığını, devletin bir taraf olarak katliamlarda yed aldığını, hukuksal biç bir sonuç alınamadığını vurgulayarak, Aleviyi Sünnileştirme, Kürdü Türkleştirme politikalarına karşı birlikte mücadele edilmesinin önemine vurgu yaptı.
NCDK-Malmö temsilcisi Av. Cüneyt Caniş ise Roboski katliamı eksenli yaptığı konuşmada, Kürtlerin imhasını hedefleyen katliamlardan sadece birisi olan Roboski katliamına dair bir insan hakları aktivisti, hukukçu ve dönemin HDP yöneticisi olarak katliama dair ve tanıklık ettiği vahşete dair sunumlar gerçekleştirerek, katliamın üstünün devlet tarafından üstünün örtüldüğü ve yüzleşmenin yapılmadığını, bununla da Kürt düşmanlığı ve halka karşı nasıl düşmanca yaklaşıldığını ifade etti. Yasal ve hukuksal zeminde hiçbir sonucun alınmadığını ve devletin katliamlarının bir gelenek olarak devam ettiğini ve buna karşı da asla ödün vermeden ulusal-demokratik haklarımız ve özgürlüklerimiz için mücadele etmenin zorunluluğuna dair vurgular yaptı.
Ardından konuşan Partizan temsilcisi;
Tüm katliamların ve saldırıların aynı merkezden planlanarak uygulandığını ve bunun bir sisitem ve devlet meselesi olduğunu, partiler ve hükümetlerle açıklanamayacağını, sermaye ve toprak ağalarının çıkarlarını kollayısıcı faşist diktatörlüğün, yani Türk devlet yapılanmasının niteliği ike ilgili bir mesele olduğunu vurgulayarak, Alevilere dönük Maraş ve Sivas, Çorum, Gazi katliamlarının, Zindanlar katliamının ve Cumhuriyet döneminden bu yana özellikle Kürtlere ve Alevilere dönük katliamların kendini” Sosyal Demokrat” olarak tanımlayan faşist devlet partileri CHP, DSP vb. partiler döneminde gerçekleşmiştir. ”Helalleşme” turlarına çıkan faşist zihniyetin manipülatif “ Kürt sorununu barış içinde çözeceğiz” söyleminin hemen ardından , “ iktidara geldiğimizde ilk hedefimiz Kandil’ i imha edeceğiz” söylemiyle faşist karekterini açıktan ifade etmiştir.
Yine Roboski katliamının ön günlerinde “ Dersim”, “ Kürdistan Eyaleti”, “ Kürt sorununda kandan beslenen kesimlere karşı barışıyoruz, helalleşiyoruz” diye AKP kliğinin Barış ve hellaleşmesini Roboski’ deki 34 Kürt yoksulun katledilmesinde nasıl “ barıştıklarını ve helalleşttiklerine” tanıklık ettik. Sözkonusu olan pratikerden öte, bir devlet aklı ve mekanığı işlemektedir. Tüm ezilen emekçilere, işçilere, ezilen ulus ve kimliklere, inançlara, devrimcilere, komünistlere yönelik saldırılar tek merkezlidir ve bu da faşist devletin kendisidir. Sorunlarımız ortak, çözümlerimiz de ortak ve mücadelemiz de Kaypakkaya’ nin ortaya koyduğu perspektif ve gelecek tasarımıyla ortak bir çatı altında aynı hedefe yönelik olmak durumundadır.
Artan saldırılara ve krize karşı, parlamenter zeminde çözüm arayışlarına, hatta faşist CHP, İYİ parti vb. sistem partilerinden dahi medet uman anlayış ve arayışlara karşı da mücade etmemiz gerekir. Halkımızı katillerine aşık etmeye onlara yamamaya çalışanlara karşı uyanık olamamız gerekir. Bizim yolumuz toplumun tüm kesimlerinin özgürlüğünü sağlayacak, ezilen ulus ve inançların da kurtuluşunu sağlayacak olan devrimci savaş ve mücadelede yoğunlaşmalı, Kaypakkaya’ nin tezlerine sarılmamız gerekmektedir” şeklide konuşmasını gerçekleştirdi.
Verilen aranın ardından katılımcılar düşüncelerini açıklayarak sorular yönelttiler. Oldukça olumlu tartışma ve sunumların olduğu etkinlik, saat 17:00’ de sonuçlandı.
Pandemi vb, koşullara rağmen katılımın oldukça olumlu olduğunu vurgulamak gerekir.
Malmö’ de bu etkinliğin gerçekleşmesi kitlede oldukça olumlu bir karşılık bulmuş ve bu tür etkinliklerin devamı talepleri ifade edilmiştir.
PARTİZAN açısından oldukça verimli gerçekleşen bu etkinlik, yeni çalışma ve etkinliklerin, yeni ilişki ve olanakların kapılarını açması açısından önemlidir.
Etkinliğin organize edilmesindeki uyumlu ve olumlu çabalarıyla Malmö Partizan ve NCDK-Malmö emektarlarının katkısını önemle vurgulamak gerekir.
Etkinliğin ardından tüm kurum temsilcileri ve katılımcılarla birlikte yapılan sohbet ve paylaşımlar da oldukça olumluydu.
AHM-Malmö
12 Aralık 2021