Milliyet Gazetesi tarafından geleneksel olarak düzenlenen Şehrin En İyileri Ödül Töreni’nde bu yıl “En hayırsever iş adamı” kategorisinde ödül Faşist Mafya lideri Sedat Peker’e verildi.
Havuz medyası olarak isimlendirilen devlet medyası “göze” daha fazla girme yarışını bir yandan sürdürürken, diğer yandan aynı zamanda kendi çıkarlarının koruyucu güçlerini parlatma yarışını da sürdürüyor. Sedat Peker bilindiği gibi karapara, uyuşturucu, kadın ticareti, çek-senet gibi oldukça geniş bir alanda “iş adamlığı” faaliyeti içinde olan birisi. Aynı zamanda devletin tüm kirli işlerinin icracısı, tetikçisi ve faili meçhul cinayetlerin paramiliter gücü olma özelliği vardır. Bu faşist şahsiyet son süreçte ise “barış akademisyenlerine” yönelik tehditleri, oluk oluk devrimci ve demokrat kanı akıtacağı vaatleri ve gerekirse tüm avrupa’yı karıştıracağı tehditleriyle ön plana çıktı. Dün ergenekoncularla yargılanan bugün sıkı bir Tayyipçi olan bu faşist mafya lideri “Hayır Sever İşadamı” ödülü alarak medya tarafından çıkışlarının karşılığını görmüş oldu.
Sedat Peker gibi kamuoyunda bilinen paramiliter, katil ve mafyatik karakterlerin meşrulaştırılması sistemin ne denli hırsız, arsız ve çürümüş hale geldiğini göstermesi açısından bir veri olarak görülmelidir. Kürtler ulusal haklarını istediği için katliamdan geçirilirken, KHK ile atılan memurlar çalışma haklarını talep ettiği için zindanlara atılırken, en küçük demokratik hak talebi jandarma dipçiği ve polis cobuyla bastırılırken, devlet ve Tayyip en ufak eleştiriye tabi tutulduğunda savcılar ve mahkemeler devreye sokulurken, muhalif olan tüm basın-yayın faaliyetleri kapatılırken-sansürlenirken, demokratik-devrimci muhalefet sokaklarda gazlanırken, çocuğunu korumak için çırpınan analar polis tekmelerine maruz kalırken yükseltilen ve baş tacı edilen hırsız, katil, kadın satıcısı ve her türlü mafya ilişkileri olmaktadır.