KÖLN : Avrupa Sürgünler Meclisi ( ASM e. V ) tarafından Cumartesi günü Köln`de Kültür merkezi MÜZE`de ” 12 Eylül`den günümüze Türkiye” konulu bir Sempozyum düzenlendi.
Sempozyum, Açılış konuşması ile başladı. Açılış konuşmasında; “ Hepimizin tarihsel süreçten bildiği ve yaşamlarında gördüğü ve mağruz kaldığı baskılar, işkenceler, tutuklamalar, takibatlar ve kıyım, katliam. İdam, sürgünlükle dolu bir Türkiye Tarihi var. Tabi bu tarih Utanılacak Tarih Türk egemen sınıflarının tarihi.
- yılına yaklaşmakta olduğumuz TC tarihi, ezilen ulus, milliyet, halklar ve inançlar için ve demokratik güçler için kanlı tarihtir. Tarihi zalimliklerle dolu ve tekçilikle devam eden süreci bugünde yaşıyoruz.
Her milliyet ve inancın adil tam hak eşitliğine sahip, demokratik bit toplumsal düzende yaşamasından yana olan bizler Yani Avrupa`da yaşayan Sürgünler için henüz ülkemize özgürce gidebilmenin siyasal koşulları yok.
12 Eylül`ün 42. yılında 12 Eylül faşizminin zapt rapla dikte ettiği ve emperyalist ağabablarının desteği ve onayıyla sürmekte olan diktatörlük rejimi ve devletine karşı demokrasi mücadelesi yürütmeye devam edeceğimizi bugün Köln`den bir kere daha deklere ediyoruz.
Tüm Baskı ve yasaklar son bulsun. Sürgünlere yönelik her türlü siyasi baskı, takibat son bulsun.” denilerek, Sürgünde yaşamlarını kaybedenler ve Türkiye ve Türkiye Kürdistanında mücadelede katledilen ,ölümsüzleşen devrimci, sosyalist ve komünistler şahsında;
“ Misak Manuşyan, Nazım Hikmet, Yılmaz Güney, Behice Boran, Fakir Baykurt, Ahmet Kaya, Enver Karagöz, Gökhan Harmandalıoğlu ve ASM üyelerimizden Teslim Töre, Kazım Mete, Ufuk Bektaş Karakaya ve Paris`te sürgünde katledilen Sakine Cansız, Fidan ve Leyla ile Nubar Yalım şahsında 12 Eylül faşizminin katettiği Erdal Eren, Necdet Adalı, Süleyman Cihan, İlhan Erdost, Mustafa Özenç`ler ve adlarını saymakla bitiremiyeceğimiz tüm demokrasi, devrim ve sosyalizm mücadelesinde hayatlarını yitiren herkes için anılarına saygı olarak hepinizi saygı duruşuna davet ediyoruz.” denilerek saygı duruşu yapıldı.
ASM ve Devrimci 78 ler Federasyonu tarafından gerçekleştirilmesi planlanan UTANÇ MÜZESİ`nin bürokratik ve yasal zorluklardan gerçekleştirelemediği belirtilerek; UTANÇ MÜZESİ görüntülerinin yer aldığı Video gösterimi gerçekleştirildi.
Müzisyen Mehmet Akbaş`ın Zazaca, Kürtçe ezgilerden seslendirdiği müzik izleyiciler tarafından beğeni topladı.
Kısa bir aranın ardından; ASM Eş Sözsüsü Mahmut Özkan Moderatörlüğünde ” 12 Eylül`den günümüze Türkiye” konulu Sempozyum başlatıldı.
Sempozyumda yer alan konukların tanıtımı yapıldıktan sonra, 12 Eylül askeri faşist diktatörlüğünün uygulamaları, yarattığı sonuçlar ve 42 yıldan bu yana Türkiye devlet sisteminde uygulamada olan sonuçları ve bugünkü AKP iktidarınca da basta kürt ulusuna ve her milliyetten halka uygulanan tekçi faşist baskı politikalarına dikkat çekildi.
Sempozyuma; Doğan Özgüden, Berivan Aymaz, Banu Güven, Metin Ayçiçek ve Aysel Ocak konuşmacı olarak katıldılar. Ahmet Telli ve Gökay Akbulut ise video kayıt yolladı.
Doğan Özgüden: “vatansızlaştırma aslında Türkiye`de gelmiş geçmiş tüm iktidarların fıtratında vardır.”
Yarım asırdır sürgünde mücadele veren gazeteci Doğan Özgüden, vatansızlaştırma aslında Türkiye`de gelmiş geçmiş tüm iktidarların fıtratında olduğunu söyledi. Nazım Hikmet`i 1951 yılında DP iktidarının, Prof. Fahrettin Petek`i de 1961 yılında Milli Birlik Komitesi`nce türk vatandaşlığından çıkarıldıklarını hatırlatarak, ermeni, yahudi ve rumların vatandaşlıktan çıkarılmalarını anımsatarak yakın tarihin yüzkızartıcı sayfaları olarak söz etti. Özgüden 11 Aralık 1988`de Köln`de Şerefettin Kaya, Enver Karagöz, Gültekin Gazioğlu ve Dursun Akçam`ın katkılarıyla 12 Eylül rejimine karşı uluslararası mahkeme kurulduğunu anımsatarak, 18 Aralık 2010 yılında da 12 Eylül faşist askeri darbesini yargılama girişimlerine vurgu yaptı. Doğan Özgüden ayrıca vatandaşlıktan atma 12 Eylül`den sonra yoğun şekilde uygulanmışsa da, Ecevit hükümeti döneminde bakanlar Hilmi İşgüzar, Hasan Fehmi Güneş`in girişimleriyle vatandaşlıktan atma karalarının yürürlüğe konulduğun hatırlattı. Özgüden son olarak Türkiye`de yaklaşan seçim sürecine bağlı olarak sürgünlerin gündeme getirilmesine yönelik çabaların yoğunlaştırılmasını önerdi.
Berivan Aymaz: “Almanya Türkiye ilişkilerinde çok ciddi bir dönüm noktası yaşanıyor ve ilişkiler eskiye dayalı biçimde sürmeyecek.”
NRW Yeşiller Milletvekili ve Eyalet parlementosu ikinci başkanı Berivan Aymaz da konuşmasına Özgüden`in vurguladığı 1979 Nisan`ında yürürlüğe sokulan devlet güvenliğini tehlikeye sokmak gerekçesiyle işlerine son verilen ve vatandaşlıktan çıkarılan bir babanın kızı olarak kendi kişisel tarihinden de söz etti. Aymaz, Almanya`da mültecilerin aldığı red kararlarında Türkiye`nin bir hukuk devleti gibi değerlendirilmesini de eleştirdi. Milletvekili Berivan Aymaz Almanya Türkiye ilişkilerinde çok ciddi bir dönüm noktası yaşandığını ve ilişkilerin eskiye dayalı bir biçimde sürmeyeceğini dile getirdi.
Banu Güven: “özgürlük bir gazeteci olarak bana çok iyi geldi ancak uzun süre “sürgündeyim” diyemedim.”
Gazeteci Banu Güven de, 1980`le ilgili hesaplaşma yapılmadığı için 90`lardaki sürecin yaşandığını dile getirerek, medyadaki çölleşmeden söz edereken biz bu iktidar değiştikten sonra nereye döneceğiz sorusuna belirsizlik vurgusu yaptı. 2016`daki darbe girişmini kontrollü patlatılmış bir bombaya benzeten Banu Güven, kendilerinin de son darbenin mağduru olduklarını söyledi. Deutsche Welle`de çalışmalarını sürdüren Banu Güven, özgürlüğün bir gazeteci olarak kendisine çok iyi geldiğini ancak uzun süre “sürgündeyim” diyemedim, bunu dersen dönemem diye korktum, diyerek sürecini dile getirdi.
Metin Ayçiçek: “Ülkeden çıkış mücadeleden kaçmak anlamına gelmiyor”
ASM Eş Sözcüsü Metin Ayçiçek yurtdışına çıkışın algılanmasına yönelik yorumlara atıfta bulunduğu konuşmasında “kendimi anlamlı, değerli, önemli buluyorum” üçlemesiyle yaptığı değerlendirmede özgücünü korumanın ve ülkedeki halklar için kullanmanın önemine dikkat çekti. Ayçiçek ülkeden çıkışın mücadeleden kaçmak anlamına gelmediğine ilişkin örneklemelerde verdi.
Sosyalist yazar ve aktivist Ayçiçek, 12 Eylül ve sonrası mücadeleden örnek vererek, özellikle sürgünlük ve üzerine yapılan değerlendirmeler üzerinde durdu.
Aysel Ocak: İkbal Eren`den alıntıyla; “mezar yoksa yas bitmiyor.”
Cumartesi Anneleri aktivistlerinden Aysel Ocak, 12 Eylül sürecinin en son dile getirilen gözaltında kayıpları olduğunu vurguladıktan sonra, bu mücadelenin aşamarını anlatarak, İkbal Eren`den alıntıyla “mezar yoksa yas bitmiyor” dedi. Ocak, ilk 1995 yılında başlayan gözaltında kayıpları arama mücadelesinin 28 yıl sonra İlyas Has`ın bir mazar taşına kavuşturabildiğini belirtti. Cumartesi Annelerinin mücedele tarihinden örnekler veren Ocak, gözaltılarla her anmanın bir haseplaşma olarak sürdüğünü analttı. Aysel Ocak 21 Eylül 2022 deki davaya katılım çağrısında bulundu.
2,5 saat süren verimli söyleşi, dinleyicilerin soru ve konuşmalarıyla yapılan katkılarla zenginleşti.
Etkinlik, faşizme ve hak gasplarına karşı, Sürgünde yaşayan tüm kesimlerin mücadeleyi sürdürmeleri çağrısı ile sonlandırıldı.
AHM Köln
17 Eylül 2022