Almanya’da 8’i Türk 10 kişinin öldürülmesinden sorumlu olan Nasyonal Sosyalist Yeraltı örgütü davasında son savunmalar bitti. Mayıs 2013’te ilk duruşması yapılan ve 430’dan fazla duruşmanın yapıldığı davada başsanık Beate Zschäpe’nin avukatı Anja Sturm son savunmayı yaptı.
Münih Eyalet Yüksek Mahkemesi savunma makamının yaptığı son delil başvurularını da değerlendirecek ve başvuruyla ilgili bilirkişi görüşü talep edecek. Sonrasında sanıklara son sözleri sorulacak ve böylece temmuz ayı başında Zschäpe ve NSU‘ya yardım etmekle suçlanan dört kişi hakkında hükmün açıklanmasının önünde hiçbir engel bulunmayacak.
NSU davasında savcılık mütalaasının ve savunmanın alınma süreci yaklaşık 11 ay sürdü. Temmuz 2017’de Federal Savcılık mütalaasını okumaya başlamış ve Zschäpe için en üst ceza olan müebbet hapis ve NSU’nun tüm suçlarına iştirak etmekten hapis cezası istemişti. Ardından müdahil ve sanık taraf avukatları söz aldı.
Zschäpe’nin avukatları müvekkillerinin cinayet ve diğer saldırılara iştiraki olmadığını, sadece Kasım 2011’de Zwickau’da üçlünün saklandığı evi kundaklamaktan dolayı ceza alması gerektiğini savundu.
Zschäpe 14 yıl boyunca Uwe Mundlos ve Uwe Böhnhardt ile yeraltında yaşamış, bu süre boyunca Mundlos ve Böhnhardt 8 Türk, 1 Yunan ve 1 Alman polis memuru olmak üzere 10 kişiyi öldürmüştü. Kasım 2011’de ikili bir banka soygunu girişiminde bulunmuş, girişimin başarısız olması üzerine intihar etmişti, dolayısıyla üçlüden sadece Zschäpe yargı önüne çıktı.
“Ahlaki ve cezai suçu ayırmak zor”
Avukat Anja Sturm savunmasının sonunda “Ahlaki suç ile cezai suçun bazen birbirinden ayrılması zordur” dedi. Sturm “bu sınırı oldukça kesin bir biçimde belirleme ve dikkate alabilme” konusunda mahkemeye güvendiklerini söyledi.
Zschäpe hakkında verilecek hapis cezasının temeli olmadığını savunan Sturm, müvekkilinin terör örgütüne üyelikten mahkûm edilmesinin de Avrupa hukukuna aykırı olduğunu savundu.
Terörizmin bir “iletişim biçimi” olduğunun Avrupa Birliği’nin bir çerçeve kararı içerisinde saptandığını belirten Sturm terörizm açısından geçerli olanın “kötü bir şey yap ve üzerine konuş” kuralı olduğunu söyledi. NSU’nun bu bakımdan yeraltında olduğu süre boyunca hiçbir zaman eylemlerini sahiplenmediğini belirten Sturm mahkemeye bu hususu Avrupa Adalet Divanı’nda inceleme tavsiyesinde bulundu. Avukat Sturm, Mundlos ve Böhnhardt’ın eylemlerini ise “seri cinayet” olarak tanımladı.
Kaynak:
©Deutsche Welle Türkçe