Armenak belgeselinin Ankara ve İstanbul’da yasaklanmasının ardından sanatçı, akademisyen ve yazarların yasaklara karşı tepkisi sürüyor. Son olarak Temel Demirer ve Sibel Özbudun belgeselin yasaklanmasını tepki göstererek, belgeseli sahiplenme çağrısı yaptı.
‘Yasakçılık’, nafile bir ‘gerçekleri görünmez kılma’ gayretkeşliğinden başka şey değildir.
Gerçeklerin yok edilememe gibi bir özelliği vardır oysa; o halde “yasaklar”, olsa olsa, ayıpları bir incir yaprağıyla örtme çabasından öte gidemez…
İş bu nedenle muhalif düşünce ve ifade özgürlüğü üzerindeki “yasaklar”, gerçekleri gölgelemeye çabalamanın acizliğidir, o kadar.
O halde herkesin bildiği bir “sır” olan Ermeni Soykırımı ile Ermeni ulusuna mensup bir devrimci olan Armenak’ın (Orhan Bakır) yaşamını, mücadelesini konu edinen “Alnında Kılıç Yarası: ARMENAK” belgeselinin yasaklanması düşünce ve ifade özgürlüğüne düşmanlıktır.
Söz konusu “yasakçılık” kendine “hukuk”, düşünce ve ifade özgürlüğüne “suç” adını verir; egemenler hep sadece ve sadece bilmemizi istediklerini bilmemizi, bize gösterdiklerini görmemizi ve onların istedikleri biçimde düşünmemizi isterler. Bizler için inşa ettikleri zihinsel zindanın dışına çıkma çabası “suç”tur onlara göre…
Bu tutuma itiraz etmemek köleliği suskunca kabullenmektir; başka şey değil.
Bu dayatma karşısındaki duruşumuz; “Sizin istediğiniz gibi konuşup yaşamaktansa, kendi istediğim gibi konuşup ölmeyi tercih ederim,” diye haykıran Sokrates’inkinden farklı olmayacaktır.
Sibel Özbudun-Temel Demirer“