STUTTGART: Bugün Stuttgart kentinde Parti ve Devrim şehitleri anıldı.
Partizan`ın Avrupa da 9 Kent de düzenlediği Parti ve Devrim şehitlerini anma etkinliklerinden birisi de bugün Stuttgart kentinde Linkes Zentrum salonunda gerçekleştirildi.
Açlış konuşması, Saygı duruşu, TKP/ML MK mesajı, Sinevizyon, Şiir, Devrimci örgütlerden mesajlar, PŞTA adına yapılan konuşma ve Ozan RENÇBER`in devrimci ezgileriyle 2 saat süren coşkulu etkinliğe 70 civarında kitle katıldı.
- Anmaya MLKP, Halk Cephesi, MKP, DiDF, Bolşevik Partizan temsilcileri katılarak destek verdiler. MLKP`nin sunduğu yazılı dayanışma mesajı kitleye okundu.
Saat 14.00 de başlayan etkinlik, devrim,sosyalizm ve komünizm şehitleri anısına açılış konuşmasıyla başladı ve saygı duruşu yapıldı. Yapılan konuşmanın içeriği tüm Partizan şehitlere ve devrim mücadelesinde toprağa düşenlere yönelik olarak kapsayıcı bir içerik taşıyordu.
- “Geçmişten geliyoruz, geleceğe emin adımlarla yürüyoruz.
Spartaküs`lerden, Demirci Kawa`lardan, Şeyh Bedrettin`lerden, Börklüce Mustafa`lardan, Pir Sultan`lardan öğrendik zalime karşı koymayı ve ölümü hiçe sayıp inadına direnmeyi…
Fırtınalar içinde, bıçak sitinda yürürken, Mustafa Suphi ve 14 yoldaşı olduk Türkiye işçi sınıfı ve ezilenlerine yön verenler olarak;
Azim olduk, kararlılık olduk Mahir Çayan olarak , Hüseyin Cevahir olduk yoldaşlığın, siperdaşlığın anlamlı birliğinde, son kurşunlarımıza kadar direndik de teslim olmadık düşmana…
Direndik darağaçlarında Deniz olduk, Yusuf olduk, Hüseyin olduk kabına sığmaz bir devrim ateşiyle; düşmanı yargıladık son sözlerimizde dahi, tekmeledik zalimin kürsüsünü, yargıladık halk adına faşizmi…
Çakmak çakmak gözlerimizle, düşmanı bile imrendiren engin bilgi ve birikimimizle, faşizmi can evinden vuran tahlillerimizle, Türkiye proletaryası ve ezilen halkın umudu olduk; sınıfın öncüsü olan Proletarya Partisi`nin öncülüğünde balyoz gibi beynine indik düşmanın… Kolay değil, tam doksan gün hücre hücre, parça parça kesilirken bedenimiz, yılmadık, teslim olmadık, yenilmedik düşmana, başlarına yıktık onların Diyar-ı bekir Zindanlarını… Ser verdik te sır vermedik, haykırdık hep bir ağızdan, yaşasın proletarya Enternasyonalizmi, yaşasın kavgamızın umut çiçeği…
Kaypakkaya olduk, Süleyman Cihan olduk, Kazım Çelik olduk, Mehmet Demirdağ olduk en zor, en sancılı dönemlerde… İlmek ilmek, büyük bir sabırla nakış nakış işledik umudu, her dönem karşımıza çıkan bozgunculuğa, tasfiyeciliğe. Sınıfa ihanete karşı mücadele bayrağını hep en yükseklerde tuttuk, tutmaya da devam ediyoruz…
Sonlandırırken o gencecik yaşamımızı, ardımızda kalan milyonlara umut olacak bir direnişin ve kararlılığın mirasını bıraktık Mazlum Doğan olarak,
Mehmet Fatih Öktülmüş olduk umut umut, direnç direnç açtık yeniden ve yeniden halkın bağrında…
İrfan Çelik olduk ısrarlı bir duruşla mücadelenin orta yerinde düşmana korku salan…
Sebahat Karataş olduk, Sinan Kukul olduk dilimizde sloganlarla son damla kanımıza kadar direnen…
Cafer Cangöz olduk bilgece bir gülümsemeyle, birikim ve inançla düşmanı her alanda yenen . Yılmaz Kes olarak yeniden yazdık direniş destanlarını…
Paramaz olduk, Sibel olduk, adları sayılamayacak onlarca yiğit savaşçı olduk Rojava`da gericiliğe kurşun olduk, korku olduk…
Sakine olduk her alanda düşmana kök söktüren, Leyla ve Fidan`dık inancımızdan ödün vermeyen…
Yılmaz`la başladık direnişe, Ulaş`la komutanlaşıp faşizmi ve gerici güçleri vuran güç olduk…
Grigori olduk, bitmez tükenmez bir öğrenme isteği ve yeniden yeniden partiyi yaratma pratiğiyle; örnek olduk proleteryanın enternasyonalist kavgasına…
Barbara olduk, hiç tanımadığımız bir halk için tereddütsüzce canımızı ortaya koydu; enternasyonal proleteryanın bayrağını İsviçre’ den alıp Munzur’ un doruklarında dalgalandırdık…
5 kızıl karanfil olduk; kadının kurtuluş yolunu, insanlığın kurtuluş rotasını işaret ederken, Dersim dağlarında karanfilleştik…
Beşlerden aldık bayrağı, adım adım, inanç inanç, kavga kavga ördük öncümüzle birlikte, en zor anlarının Gül`ü, Hasret`i olduk.
Munzur’ un kızılığına alınterimizin, emeğimizin, mücadelemizin ve kanımızın rengini verdik. İlker`dik, Mustafa’ydık, Tanju`yduk, Mehmet`tik, Tarık`tık, Zeynel`dik son damla kanımıza kadar düşmanla çarpışan; çarpışırken dünya halklarına umut dolu mesajlar bırakanlardık.
Ve 45 yıllık serüvende Ali Haydar`la başlayıp, Meral`le devam eden Nergis`leşen, Muharrem`leşen, Polat` laşan, Mehmet Ali`leşen, Sırma`laşan, Emel`leşen, Nursen`leşen, Ferdi`leşen, Alican`laşan, Özgüç`leşen, Yetiş`leşen, Sefagül`leşen, Gül`leşen, Hasret`leşen, Mustafa`laşan, İlker`leşen, Tanju`laşan, Tarık`laşan, Mehmet`leşen, Zeynel`leşen, adını sayamayacağımız yüzlerce Proletaryanin yiğit evladı olduk düşmanın beyninde patlayan… 12`ler olduk, iki`ler olduk, altı`lar olduk umudumuzu bölüp parçalamaya çalışan tasfiyeciliğe meydan okuyan…
Sosyalizm ve yüce Komünizm için Marks olduk, Engels olduk, Lenin olduk, Stalin olduk, Mao olduk…
Rosa olduk, Karl olduk, Çaru Mazumdar olduk, Che olduk adımızı tarihe direniş olarak yazdırdık.
Ve şimdi burada bir kez daha sizlerle birlikte, sınıflar mücadelesinin yılmaz savasçıları, devrim ve komüniz davasının ölümsüz kahramanlarını bir kez daha anmak için bir araya geldik.
Onları anmanın kavga demek olduğunu unutmadan, onları anmanın o kızıl bayrağı yere düşürmeden, inatla, ısrarla, umutla ve dirençle güne ve saate sarılmak olduğunu unutmadan, unutturmadan;
hepinizi devrim, sosyalizim ve komünizm davası uğruna mücadele ederken şehit düşenler için saygı duruşuna davet ediyoruz.” denilerek saygı duruşu yapıldı. Saygı duruşu esnasında bir kadın yoldaş “Akın var Güneşe akın” şiirini okudu.
- Saygı duruşu ardından TKP/ML Merkez Komitesinin yayımladığı,” ŞAN OLSUN PARTİMİZİN VE DEVRİMİN BİLGELİĞİ, YETKİNLİĞİ VE TEMİNATI OLAN ŞEHİTLERİMİZE!” açıklaması bir Kadın Partizan tarafından kitleye okundu
Okunan MK açıklamasında; ” Devrimi örgütlemek, onu ruhunda yaşamak ve zorunluluğunu anlatmak için ölümü göze almak gerekir. Çünkü ölüme meydan okumak, insan bilincinin nesnel dünyanın belirlenmiş kurallarına karşı en aktif tepkisidir…. Kavgada düşenlerimiz, içinden geçtiğimiz dönemde tarihin kapısını iradi, bilinçli, örgütlü şekilde ve kazanılmış tarih bilinciyle dövenlerimiz olmaktadır…
Partimiz, Ocak ayının son haftasını ölümün korkutuculuğunu yenen devrimci ve komünistleri, ölümleriyle proleteryanın sınıf kavgasında tarihe not düşenleri, İhtilalci Komünist çizginin inşacıları, usta ve önderlerini anarak tarih bilincini keskin bir kılıç haline getirmek için “Parti ve Devrim Şehitlerini Anma Haftası” ilan etmiştir….Partimiz TKP/ML, kurulduğu andan itibaren Halk Savaşı çizgisinde, Mao yoldaşın “partinin savaş içinde inşa olacağına” yönelik perspektifini kuşanarak ilerlemiştir. Kuramcımız ve kurucu önderimiz İbrahim Kaypakkaya bu çizgiyi bizzat silahı kuşanıp gerilla mücadelesini başlatarak ve ona önderlik ederek yaşama geçirmiştir. Partimizin temellerini “savaşçılık” üzerinde atmıştır….
Partimiz tasfiyeciliğin, reformizmin, parti ve savaş kaçkınlığının kuşatması altında bir süreçten geçti ve geçiyor. Ancak bu süreç partimizde ideolojik netliği ve savaşçı niteliği eksiltmeyi başaramadı. Kaypakkaya yoldaşın İhtilalci çizgisine ve savaşçı kimliğine, son 3 yılda sürdürdüğü ideolojik mücadele yanında düşmana karşı tereddütsüz duruşuyla sahip çıkmayı başarmıştır.
Bu süreçte Partimiz çizgisini “parti ve savaç kaçkını hizipçi” güruha karşı savunurken, 25 şehidiyle düşmanın tasfiye ve imha savaşına karşı barikat olmuş, Kaypakkaya yoldaşın emanet ettiği Marksizm Leninizm Maoizm’in kızıl sancağını taşımaya devam etmiştir….
“Yaşamak ölmekten yeğdir” diyerek yılgınlık teorisi üretenlere, silahları gömerek “aslında geri çekildik, geri geleceğiz” diyerek yalandan bıkmayan parti ve savaş kaçkını tasfiyecilere, silah elde düşenler için “ne sonuç elde edildi ki” diyerek faşizmin topyekün saldırısına umutsuzluk türküsü yakanlara, “bir devir kapandı” diyerek silahlı savaşıma tabut bulmaya çalışanlara, “devlet teknik olarak çok donanımlı, nafile çaba” diyerek “savaşta insan unsurunu” kurşuna dizenlere, “savaşma barış” deyip sınıflı toplumsal yapının boynuna hümanizmin “kanlı” kılıcını sallayanlara, “ölü seviciler” diyerek faşizmin çanağına kaşık çalanlara MEYDAN OKUYARAK özgürlük, devrim, sosyalizm ve komünizm sloganlarını haykıran tüm komünizm ve devrim şehitlerine selam olsun! Silah elde dövüşenlere ve düşenlere selam olsun!
DOĞUMUNUN 70. ÖLÜMÜNÜN 46. YILINDA, ÇİZDİĞİ KIZIL GÜZERGAHLA, ŞEHİTLERLE ÇELİKLEŞEN PARTİ İRADEMİZİN ÖNDERİDİR İBRAHİM KAYPAKKAYA!
ŞAN OLSUN KAYPAKKAYA’NIN 70. DOĞUM YILINA, ŞAN OLSUN ÖRGÜTLEDİĞİ TKP/ML’YE!” denilen açıklama sonrası kitlesel olarak, “Yaşasın Partimiz TKP/ML Halk ordusu TiKKO, TMLGB” sloganları gür şekilde haykırıldı.
- 35 Dakikalık Sinevizyon Pür dikkat izlendi
Sınıf mücadelesinin tarihi kesitleri, Spartaküs, Paris Komünü, Ekim Devrimi, Çin Devrimi, Büyük Proleter Kültür Devrimi ve dünya devrimci mücadelelerinden Marx, Engels, Lenin, Stalin, Mao, Che, Rosa, Liebknecht, Ho Chi Min ve Gonzalo`dan görselliklerin yer aldığı Sinevizyonda; TKP/ML nin ortaya çıkışı, Komünist Önder Kaypakkaya`nın politik hattı, Kürt meselesi, Devletin tahlili, Kemalizmin faşist niteliği, Devrimin yolu meselelerinde her türden revizyonizme, pasifizme ve reformizme karşı ideolojik duruşu ve fikirlerindeki netliğe vurgular yapıldı. Doğumunun 70. yılı, Ölümünün 46. yılında onun yolundan ısrarla yürüyenlerin Dağda, Ovada, Köyde, Şehirde, Zindanda, Fabrikada, Okulda sürdürülen mücadelelerinden ve Halk Ordusu TİKKO Gerilla Birliklerinin eğitim ve talimlerinden görüntülerle, Çarpışarak toprağa düşen Halk savaşçılarının mücadeleye katılış süreçlerinden röportajlar ve anlatılardan oluşan sinevizyon gösterimi anmaya katılan kitle tarafından dikkatle izlendi.
- Sinevizyon ardınan Genç Kadın Partizan, ölümsüzleşen Halk savaşçısı bir Gerillanın yazdığı ” Bak Güneş doğuyor hiç Batmamacasına, “Hisset,İnan,Koş, Umut vardır “ şiirini okudu.
- Anmaya MLKP, Halk Cephesi, MKP, DiDF, Bolşevik Partizan temsilcileri katılarak destek verdiler. MLKP`nin sunduğu yazılı dayanışma mesajı kitleye okundu.
PŞTA ( Partizan Şehit ve Tutsak Aileleri) adına 2000 Ölüm orucunda ölümsüzleşen Ölüm Orucu direnişçilerinden Nergiz Gülmez`in kardeşi anmada bir konuşma gerçekleştirdi. Şehit yakınları ve tutsak aileleri olarak, “Onurla, Devrimci mücadele yürütenlerin yanında olmaya devam edeceğiz.” mesajı verdi.
- OZAN RENÇBER`İN SESLENDİRDİĞİ DEVRİMCİ MARŞLARA KİTLE EŞLİK ETTİ
Partizan`ın davetlisi olarak anma programına katılan Ozan Rençber, Garip Şahin den “Dağ dumandır” bestesini seslendirdi. Ali Kaypakkayanın oğlu İbrahim Kaypakkaya`nın katledilmesi sonrası “Kalk gidelim oğul Anadoluya” ezgisini, “Vartinik Burası Mirik Mezrası, Kan içinde Yatar Ali Haydarım” marşı ile Zazaca parçalardan oluşan ve kitleyi geçmiş mücadele günlerine götüren bir müzikal sunum gerçekleştirdi. Beğeni toplayarak alkışlanan Ozan Rençber ile, “Milyon milyon Doğar Ali Haydarım” marşına kitle eşlik etti.
Anma sonlandırılırken anmaya katılan kitleye yönelik, devrimci mücadeleye omuz verelim çağrısı eşliğinde; “Önderimiz İbrahim, İbrahim Kaypakkaya, Devrim Şehitleri ölümsüzdür ! ” sloganları atıldı.
Partizan / Stuttgart, 27-01-2019