Dünyamızın genleriyle oynayan emperyalist sermaye devletleri ve onların sözde gelişmekte olan işbirlikçi uşak devletler ortaklaşa Almanya’nın Hamburg kentinde bir araya geldiler. Adları kısaca G20 olarak ifade edilmektedir. Yapılan G-20’ler toplantısı, anti -faşist ve anti-emperyalist kuruluş ve bireyler tarafından şiddetle prostesto edildiler. HAMBURG şehri üç gün boyunca yüzbinlerin antikapitalist eylemlerine şahit oldu. Tarihi direniş günleri yaşandı.

G-20’ler toplantısına faşist Türk devletinin elebaşı terörist Erdoğan da katıldı. Ülkemizde, Kürdistan’da ve bölgemizde yaşanan paylaşım savaşında dünü bugünü tutmayan, kime yamanacağını henüz belirlemeyen, sürekli kendisiyle çelişen politik açıklamalarıyla kendini itibarsızlaştıran Erdoğan teşhir olmuş durumuyla rezil olmuşluğum filmini yaptı.
G-20’ler sonrası yaptığı basın açıklamasında ne tür bir “demokrasi be özgürlükler” yanlısı olduğunu açık ilan etti. Soru soran gazetecileri kâh tersleri, kâh azarladı, kâh tehdit etti. Dinlerken tüylerim diken diken oldu.
Selahattin Demirtaş niçin ve neden tutuklandığını ve ne zaman bırakılacağını soran gazeteciye:
“O bir TERÖRİST ve terör örgütü üyesidir.” demekte ve devamla 56 kişinin katilidir” deme edepsizliği gösterebilmektedir. Tutuklu bulunan bütün aydın, akademisyen, ilerici gazetecileri “terörist” ilan ediyor ve kendi göstermelik 4 aylık tutulduğu hapishaneliğiyse fikir suçu olarak piyasaya sürüyor. Ve kendinin” en çok fikir özgürlüğünü, demokrasiyi savunan lider olduğunu” tehdit sözlerle hem de azarlayarak söylemektedir.
Faşist diktatörlüğün başı Erdoğan aslına bakılırsa ve geçmişi biraz deşilirse görüşülecek ki, Afganistanlı Ortaçağ TERÖR ÖRGÜTÜ başı Hikmetyar’in önünde diz çöküp el etek öpen Recep Tayip Erdoğan’dan başkası değildir. Uluslararası eğitimli İslami faşist terör örgüt üyesi Erdoğan’ın ta kendisidir. Bu gerçek ortada açık seçik bilinirken kendini kurtarma telaşıyla önüne gelene saldırması nasıl bir ruh hali içinde olduğunu bize gösteriyor. Eli kanlı 15 Temmuz darbesini kendisi örgütledi. FETÖ ve bir bahane MHP ve AKP İşbirliği sonucu bu darbe planlandı. Bir senaryo planlı bir tezgâhtı. Halkların gözünü boyama kandırma kurgusuydu.
Bu eli kanlı zalim faşist katil herhalde kendini kalıcı, yenilmez ezeli var sayıyor. Görmüyor ki, bütün zalim diktatörler sonuçta yenilmiş, kirli bir leke olarak tarihin karanlıklarına görülmüşlerdir. Hitler, Musolini, Pinoşet, Franko ve Kenan Evren gibi kendisi de tarihin karanlığına gömülerek nefretle anılacaktır
Tayyip bugün günü kurtarma peşinde, ama yarına güvenle bakamıyor. Korkuyla yaşayan bir faşist diktatörün geceleri ne yaşadığını, nasıl tramvaylar geçirdiğini artık siz düşünün.
Bu faşist şu gerçeği iyi bilmeli ve görmeli ki; devrimciler yenilebilir, bu onların yürüttüğü haklı mücadele yaralar alabilir. Zira devrimciler ilericiler, komünistler, yeniden ayağa kalkmayı yaralarını sarmayı iyi bilirler. Yenilgilerden zaferler varmanın yollarını öğrenirler. Yenilgiler bir ders ve deneyimdir onlar için. Geleceği ileriye ve insanlığa taşımanın olmazsa olmazıdır. Bu anlamda senin “terörist” dediğin tüm ilerici, demokrat ve aydın ve komünistler bizim geleceğimiz ve direnişleriyle ONURUMUZDUR.
Bilinmeli ki, sessiz ve derinden gelen halkın homurdanan muhalefeti gelecekte ne gibi volkan patlamasına yol açacaktır bilinmez. Ama bilinen bir gerçek var ki, faşist diktatörlüğün yıkılacağı pek de uzak değil.
Bizleri öldürebilirsin, HDP Eşgenel Başkanlarını gayri yasalarla tutuklatıp “terörist” ilan edebilirsin. İlerici akademisyenleri, aydınları, devrimcileri işçi ve emekçileri zindanlara tıkabilirsin. Kürt ulusuna soykırım yaparak varlığını devam ettirmek isteyebilir, tüm muhalifleri polis-ordu zoruyla yasaklar kervanına katabilirsin. Kürdistan’ın herhangi bir parçasında bağımsızlık ilanına Dehağ gibi kan kusabilir, tehditler yağdırarak kimyasal bombalar atabilirsin… Unuttuğun bir gerçek var o da şu: Ne yaparsan yap tarihin önünde hesap vereceksin. Halklarımız tarafından manşetle atılacaksın. Hitlerin, Musolini’nin durumu ortada. Kaçacak delik arayacaksın, gömülecek bir karış toprağın olmayacak, tarihimize azılı soykırımcı faşist bir diktatör olarak kara harflerle yazılacaksın. Seni ne çengelli havlayan köpeklerin ne de muktedir olduğun devletin kurtaramayacak halkların hesap sorma adaletinden.
Hasan Aksu