————- BİZDENBİZE TUTSAKLAR HATTI ————–
Deniz Pektaş
JVA München, Stadelheimer Str.12, 81549 München
9.8.2017
Sevgili Osman yoldaş
Selam, 16.7.17 tarihli mektubunu aldım. Sevindim, teşekkürler. Seninde bahsettiğin gibi son mektuptan bu yana bayağı bir dizi olaylar, politik olayları hızlı bir şekilde geride bıraktık. Görünen o ki politik gündem her geçen gün harlanarak devam edecek, ediyor.
Burjuva siyasetinin kirli olduğunu bilirdik. Ne var ki bugün burjuva siyaseti, politik duruşu kirli olmaktan daha öte tarifi olmayan bir batak içerisinde. AKP ve Erdoğan faşizminin yöntem, söylem ve kullandığı araçlar klasik yöntem, söylem ve araçlardan çok farklı. Osmanlı yöntemleri ve Hitler faşizminin karışımı bir tarz hakim.
İki genç insan Nuriye ve Semih açlık grevlerinin 160. günlerinde diller lal, kulaklar sağır, gözler kör. 12 Eylül dahi bu kadar “insafsız” olmamıştı. AKP ve Erdoğan iktidarı kin-intikam üzerine siyaset yapıyor. Dikkat edersen bütün söylemleri, yaptırımları 28 Şubat hatta Menderes’ten günümüze kendince hesaplaşma içinde.
Ve bunları çok kurnaz, çok dikkatli devam ettiriyor. Onun için özellikle üzerinde yükseldiği tabanı kemikleştirmek, desteğini almak vs. sürekli uçların bir araya gelmemesi için gerilim yaratıyor. Sürekli farklılıkları canlı, diri tutuyor. Bunu nereye kadar başarır, devam ettirir bilinmez. Sonsuza kadar devam ettiremeyeceği kesin ama kısa sürede de bitmeyecek.
Bu süreci “Hayır” bloku, tarafı tersine çevirecek güce, dinamiğe sahip değil. Referandumda ortaya çıkan “Hayır” bloku sistemden rahatsız olmadığı gibi dinamizme de sahip değil. Yüzde 48’in belki de yüzde 15’i rahatsız. Hayır bloku içerisinde MHP-Akşener vb. hayır gelmez. Ama hayır bloku içerisinde AKP’li (yüzde beş-yedi söyleniyor) bu kesim seçim olsa yine AKP’yi seçeriz derseler de bence demokrasi mücadelesinde yönelinmesi, çalışılması gereken kesimdir.
Bu kesim deyim yerindeyse sınıf atlamış durumdalar. AKP iktidarının yarattığı Avrupa’yla ekonomik-politik güçlü ilişkileri olan kesim. Ne var ki bunlar ciddi korku, tehdit altında. Eğer ki güçlü, kapsayıcı demokrasi platformu ortaya çıkarsa bu kesim demokrasi mücadelesini benimseyecek, sesini yükseltecek.
Bence sorunun esası demokrasi mücadelesi hangi perspektifle, hangi güçlerle bir araya gelecek. CHP bu program, politikayla güç olamaz. HDP kapsayıcı olmada yeterli değil. Diğer kesimleri de anlatmaya gerek yok biliyorsun, takip ediyorsun.
Diğer tarafta devrimci örgütler kendi görev-sorumluluklarına yüklenmek, süreci yoğunluklu karşılamak durumunda. Bu alan bence en önemli, can alıcı alandır. Bu alandaki durağanlık, edilgenlik demokrasi mücadelesinde masanın ayağı eksik olacaktır. Buradaki eksiklik giderilmediği müddetçe,”Gezi”,”Adalet”,”Nöbet” gibi çalışmalarla, etkinliklerle kalıcı başarılar yaratılmaz.
Bu arada “Avrupa Birliği”, ”Avrupa ülkeleri” nerede. AİHM Nuriye ve Semih’in (150. gününde) tahliyesini onaylamıyor. Ve cezaevinde bulunan hastanede koşulları uygundur diyerek nerede durduğunu net ortaya koymakta. Avrupa ülkeleri kem küm etseler de başta Almanya olmak üzere AKP ve Erdoğan iktidarını destekliyorlar. Bu durum başlı başına tartışılması gereken durum.
Neyse, gelelim sana. Umarım sağlığın, moralin iyidir. Kitap çalışman ne aşamada. Senin oğlanın son durumu (hukuksal) ne alemde.
Bende burada hep aynı şeyler, birileri geliyor, birileri gidiyor, bunun dışında değişen bir şey yok. Dün itibarıyla bizim mahkeme yaz tatiline girdi. 08 Eylül’de yeniden başlıyor. Eğer bir aksilik olmazsa son mahkeme 8 Ocak 18 tarihinde.
Mektubu burada bir sonraki mektuba kadar sonlandırırken yoldaşça kucaklıyorum.
D.Pektaş
Ek olarak:
Almanya’da cezaevleri genel durumu eyaletlere göre farklılıklar barındırıyor. Federal ceza kanunu-Eyalet ceza kanunlarında iç yönetmeliklerde farklı. Bende burada Bayern dışından gelen mahkumlarla sohbet ettiğimde bu farklılığı görüyorum.
Ayrıca bazı cezaevleri yüksek güvenlikli cezaevleri. Buralara 5-6 yıl üzeri ceza alanlar gönderiliyor.
Benim ilk kaldığım Straubing cezaevi yüksek güvenlikli cezaeviydi. Straubing’te baskı, işkence (psikolojik), askeri disiplin vs. ciddi boyutlardaydı.
Koridorda tek sıra dizilme, köpekleri üzerine salma, köpekli arama, keyfi aramalar bu cezaevinde rutin bir durumdu.
Diyorsun ki “Deniz bunu pek anlayamadım. Biz seninle ana dilde mektuplaşıyoruz. Bu nasıl oluyor.”
Bu uygulama Straubing cezaevinde yapılıyor. İkincisi ben tutuklu (U-Haft) olduğum için mektuplarım savcılık üzerinden denetlenerek gelip-gittiği için cezaevi karışamıyor. Cezası kesinleşmiş mahkumların mektubu direk cezaevine geldiğinden kontrol da anadilde olunca vermiyorlar. Almanca yazışma şartı-zorunluluğu uyguluyorlar.
Ziyaretlerde de anadilde konuşma yasak.