İstanbul: Tutsaklarla Dayanışma İnisiyatifi (TDİ), OHAL sonrası hapishanelerde siyasi tutsaklara dönük gerçekleştirilen sürgün sevklere ve düzeyi her geçen gün artan baskı, şiddet, işkence ve hak ihlallerine dikkat çekmek için 27 Ekim 2016 tarihinde Silivri Hapishanesi önünde yapmak istediği açıklama önce jandarma tarafından hukuksuzca engellenmiş, ardından da oraya gelenler darp edilerek gözaltına alınmıştı.
Anayasada bulunan hakların kullanımının Silivri İlçe Jandarma Komutanlığı tarafından engellenmesi yetmemiş ve Silivri Cumhuriyet Savcılığı’nca ‘2911 sayılı kanuna muhalefet ve görevli personele direnmek’ten dava açılmıştı.
Bugün Silivri 5. Asliye Mahkemesi’nde görülen davanın ilk duruşması, salonda devletin ‘soğuk yüzünü’ her haliyle hissettiren mahkeme başkanının ailelere dönük takındığı ‘sert’ ve ‘hasmane’ bir tutumla başladı. Kimlik tespitinin ardından devam eden duruşmada söz alan her bir arkadaşımız, savunmasına, 21 Eylül’de aramızdan ayrılarak sonsuzluğa uğurladığımız Güzel Ana’mızı anarak başladı. TDİ’nin hapishanelerde tutsak bulunanların aileleri, yakınları ve yoldaşlarının bir araya gelerek son dönemlerde artan tecrit, baskı, sürgün sevkler, işkence ve her türden hak gasplarına karşı dikkat çekmek için oluşturulmuş bir platform olduğunun altı çizilen savunmalarda; faaliyetlerin bundan sonra da devam edeceği vurgulandı.
Eylemi haberleştirmek için bizlerle birlikte gözaltına alınan, fakat birkaç hafta önce evine düzenlenen gece baskınıyla yeniden gözaltına alınarak tutuklanan Havva Custan’ın ‘bugün aramızda olamayışının tek nedeni gazeteci olmasıdır’ ifadelerinin yer aldığı savunmada, ‘bir gazeteci olarak Havva Custan’ın tutuklanmasını kınıyoruz’ denildi.
Tutsaklarla Dayanışma İnisiyatifi’nin bundan sonrada eylemlerine devam edeceğinin vurgulandığı savunmalarda, ‘bugün bizlerin burada yargılanması başlı başına bir hukuksuzluktur. Bu yargılamayla tutsaklara dönük gerçekleştirilen saldırı, işkence ve hak gasplarının dile getirilmemesi isteniliyor. Yani içerideki tutsaklara uygulanan zulüm ve baskının meşrulaştırılması hedefleniyor. Eğer gerçekten birileri yargılanacaksa o kişiler bizler değil, tutsaklara dönük işkence ve hak gasplarını uygulayanlardır’ denilerek TDİ’nin ve gerçekleştirdiği eylemlerin meşruluğunun altı bir kez daha çizildi.
Duruşmaya katılamayan dört kişinin de savunmalarının alınması için dava 27 Şubat 2018’e ertelendi.