ANKARA – Yargıtay tarafından parti üyeliği ve vekilliği düşürülen HDP eski Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ’ın tutuklu yargılandığı davanın üçüncü duruşması Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesinde başladı. Yüksekdağ, duruşmaya getirildi.
Duruşma öncesi çok sayıda partili otobüslerle cezaevi önüne geldi. Gazeteciler önce duruşma salonuna alınmadı, avukat ve HDP’li milletvekillerinin mahkeme heyetiyle görüşmesi sonrası gazeteciler duruşma salonuna girebildi. Duruşmayı izlemek için gelen yabancı heyetler ve yurttaşlar, “Talimat var” denilerek salona alınmadı. Duruşmaya, HDP Eş Genel Başkanı Serpil Kemalbay, İHD Eş Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan, KESK Eşbaşkanı Mehmet Bozgeyik, DBP Eş Genel Başkanı Mehmet Aslan, SYKP Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, ESP, EMEP ile çok sayıda HDP’li vekil de katıldı.
Mahkeme heyetinin gelişiyle duruşma başladı. İddianame okunması sırada avukatlar yabancı heyetler ve yurttaşların içeri alınmamasına itiraz etti. Bunun üzerine mahkeme heyeti yabancı heyetlerin ve yurttaşların salona alınmasını görüşmek için duruşmaya ara verdi.
Yabancı heyetler
Yüksekdağ’ın duruşmasını izlemek isteyen heyetler şunlar: Fransa Sol Parti, Fransa Kominist Partisi, İtalyan İlericiler ve Demokratlar Hareketi, İsveç Sosyal Demokrat Parti, Norveç Kızıl Parti, Norveç Sosyal Demokrat Partisi, Yunanistan SRİZA, İngiltere’den İnsan Hakları aktivisti ve avkutlar, Alman Sosyal Demokrat Partisi, Avrupa Parlamentosu Sol Grubu, İrlanda Sinn Fein, İngiltere İşçi Partisi, Britanya Genel Sendikası, Danimarka Kırmızı-Yeşil Birlik Grubu ile Danimarka Liberal Parti temsilcileri.
HDP eski Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, duruşmada yaptığı savunmada, “İktidar; ben gidersem hepiniz gidersiniz, ben batarsam hepiniz batarsınız diye açık açık söylüyor. Sesinizi çıkarırsanız kendimizle beraber sizi de götürürüz diye Türkiye halklarını tehdit ediyorlar. Bizim bu tehditlere karnımız tok. Mücadeleye devam ediyoruz. Ama bu tehdidi Türkiye halklarına yapıyorlar. Kendi ülkesini batırmaya and içmiş bir iktidar tablosu var karşımızda” dedi.
Abluka altında savunma yapan Yüksekdağ, “Hoş şeyler bulamıyoruz, geldiğimiz yerlerde. Özellikle antidemokratik yargılamaların devam ettiği alanlarda hoş şeyler görmek mümkün değil. Bugün bu duruşma salonuna giremeyen değerli arkadaşlarım da Türkiye’deki yargı sisteminin ve siyasi iktidarın nahoş yüzüyle karşılaştılar” dedi.
Yüksekdağ savunmasında şunları söyledi:
“Biz aslında daha önceki süreçten itibaren hakkımızda devam eden davaların en azından gerçek bir yargılama olması için bütün çabayı gösterdik. Hakkımızda bu davalar açıldı, evet Anayasa delindi, evet haksız bir biçimde dokunulmazlığımız kaldırıldı evet söz söyleme ve siyaset hakkına darbe gerçekleştirildi. Ama en azından yargılama başladı dediysek bu yargılama süreçlerinin evrensel normlara uygun olması gerekiyor.
Bırakalım bugün Türkiye’de devam eden yargılamaların evrensel hukuk kurallarına uygun olup olmadığını Türkiye’deki yargı kurallarına bile uymuyor.
Çok ciddi bir biçimde zaten toplum nezdinde yargıya karşı güvensizliği çok daha derinleştiriyor. Türkiye’de yargı ve siyaset mekanizmaları arasındaki çatışma alanlarını derinleştiriyor.
Türkiye’de yargı hiçbir zaman tam bağımsız olmadı Ama hiçbir zaman da bu kadar bağımlı ve baskı altında olmadı.”