Devrimcilik yapmak Suç değil Görevdir
Yunanistan’da 19 Mart 2020’de Halk Cephesi’ne yapılan operasyon’da tutuklanan 11 Türkiyeli Devrimciye Toplamda 303 yıl hapis cezası verildi. Yargıtay aşamasına giden dosyanın bozulması için Yunanistan Halk Cephesi
“Bu kararda Hukuk yoktur, Adalet yoktur, Adil bir yargılama istiyoruz” diyerek “11 Türkiyeli Devrimciye özgürlük” kampanyası başlattı. Academias caddesinde hafta içi hergün stand açıp bildiri dağıtıp imza toplayan Halk Cephesi, siyasi Talimatlarla ve önceden hazırlanmış, adil olmayan, taraflı, siyasi bu kararı protesto eden bir bildiri yayınladı.
Bildiride “Bu kararda hukuk yoktur, adalet yoktur.
Bu karar adil olmayan, taraflı, siyasi bir yargılama sonucu verilmiştir.
Mahkeme heyeti, yargılamanın başından beri bağımsız ve tarafsız değil tutsaklara, tanıklara ve avukatlara karşı, taraflı ve önyargılı hatta düşmanca davranmıştır. Mahkeme heyeti yasaları ve evrensel hukuk ilkelerini açıkça çiğnemiş, Türkiyeli devrimcilerin, başta savunma hakkı olmak üzere, birçok temel haklarını ihlal etmiştir.
Savcı, sanıkların duruşma salonuna girerken ve çıkarken zafer işareti yapmalarını, slogan atmalarını, aynı evde birlikte kalmalarını bile örgüt üyeliği suçlamasının delilleri arasında sayarak 11 devrimcinin tamamını terörist olmakla suçlamış, örgüt üyeliği ve diğer suçlardan cezalandırılmasını istemiştir.
19 Temmuz’daki karar duruşmasında, mahkeme, savcının tüm taleplerini eksiksiz yerine getirerek, sanıkların ve avukatların savunmalarını yok sayarak, avukatların tüm taleplerini reddederek, hiçbir hafifletici sebebi dikkate almadan ve aralarında hiçbir ayrım yapmadan 11 devrimcinin tamamına savcının istediği cezayı vermiştir.
Mahkeme, Türkiyeli devrimciler hakkındaki kararını somut delillere, kanıtlara değil anti-terör polislerinin senaryolarına dayandırmış, hiçbir delil, hiçbir kanıt olmadan “biz böyle düşünüyoruz” diyerek açıkça siyasi bir karar vermiştir.
Mahkeme, zafer işareti yapmayı, slogan atmayı, aynı evde birlikte kalmayı bile örgüt üyeliği suçlamasına gerekçe yapmıştır.
Bu yüzden bu kara hukuki değil siyasi bir karardır.
Bu karar mahkemenin değil işbirlikçi Miçotakis hükümetinin kararıdır.
Bu yargılama ABD ve AB emperyalizminin dayatmalarıyla Türkiyeli devrimcileri sindirmeye yönelik bir yargılamadır. Bu yargılamada, emperyalizmin „terör“ tanımları esas alınmış, emperyalizmin çıkarları için hazırlanan “anti terör yasaları” uygulanmış, hukuki değil siyasi bir karar verilmiştir.
Bu karar, Türkiye faşizmi ve ABD-AB emperyalizminin baskıları sonucu, Türkiyeli devrimcilerin anti emperyalist, anti faşist mücadelesini mahkum etmek için verilmiştir.
Bu kararda Yunanistan topraklarında kurulan ve kurulacak olan ABD ve NATO üsleri belirleyici olmuştur. Bu kararda işbirlikçi Miçotakis hükümetinin AB ve ABD emperyalizmiyle, Türkiye faşizmiyle olan ekonomik ve siyasi ilişkileri belirleyici olmuştur.
Miçotakis hükümeti, ekonomik krizini aşmak için ABD ve NATO’ya yeni askeri üsler için izin veriyor, mültecileri koz olarak kullanıyor ve anti emperyalist, anti faşist mücadele yürüten Türkiyeli devrimcileri pazarlık konusu yapıyor. Bu karar da bunun sonucu olarak; ABD ve AB emperyalizminin, Türkiye faşizminin baskıları sonucu verilmiş siyasi bir karardır.” denildi.
TÜRKİYELİ 11 DEVRİMCİYE ÖZGÜRLÜK!
YAŞAŞIN DEVRİMCİ DAYANIŞMA!
DEVRİMCİLİK YAPMAK SUÇ DEĞİL GÖREVDİR.